Biliyorsun , l've söylendi ki ben bir şey bir parçası. | Open Subtitles | . تعلمين ، لقد قيل لي أنني كنت جزءاً من شيء |
Bana, Whitby'deki kuzenlerimize Muirfield ve Eyemouth'un yakınlarda toplandıkları söylendi. | Open Subtitles | لقد قيل لي اقاربنا في وتدبي مويرفيلد وآيماوث اجتمعوا مؤخرا |
Ailenin, Gümüş Zil Davası'na karışmasıyla ilgili çok şey söylendi. | Open Subtitles | لقد قيل الكثير من مشاركة عائلتك في حالة الأجراس الفضية. |
Bana, onun bizim müttefikliğimize olan arzusunun onun İngilizleri yenme isteğinden kaynaklandığı söylenmişti. | Open Subtitles | لقد قيل لي بأن حماسه على تحالفنا ..أتى من لهفته لكي يهزم الإنجليز |
Efsanevi korsan Woonan'ın, dünyadaki altınların otuz da birini çaldığı söylenir. | Open Subtitles | لقد قيل أن أونن قرصان يملك ثلث ذهب العالم |
Hammond'un öldüğü gün yazılmış mektubun tam bir kopyası olduğu söyleniyor. | Open Subtitles | لقد قيل انه نسخة مشابهة تماما لواحد كتبتيه يوم مقتل هاموند |
Denir ki Thor bir gün geri gelecek ve bize öğretecek, daha... yaşlı olduğumuzda. | Open Subtitles | لقد قيل ان ثور سيعود في احد الايام ويعلمنا عندما نكبر جيروين |
Derler ki bizi seçti ve yıldızların ötesinden buraya getirdi. | Open Subtitles | لقد قيل أنه أختارنا وجلبنا هنا من وراء النجوم |
Havada yakıt ikmali yapmak için yeterli niteliklere sahip olmadığımı söylediler. | Open Subtitles | لقد قيل لي بأن النفاذ من الوقود سيكون خارج عن إرادتي. |
Buna dair birçok şey söylendi. | TED | لقد قيل الكثير من الامور حول هذا الموضوع. |
Tek boynuzlu at hakkında pek çok şey söylendi ve yazıldı, ancak eğer tek boynuzlu atın röntgenini çekerseniz, bir köpek yavrusu haline gelir. | TED | لقد قيل وكُتب الكتير عن آحادي القرن، ولكن إذا اخذت صوربالاشعة السينية لآحادي القرن، يُصبح جرواً |
Dinleyici: bana şöyle söylendi yetişkin olarak beyin hücrelerimizin çoğu Gerçekten insan embriyosundadır. Ve beyin hücreleri son 80 ve sonraki yıllarda | TED | الجمهور: لقد قيل لي أن الكثير من الخلايا الّتي في دماغي البالغ هي نفسها في دماغ الجنين والشّخص في عمر ال80 |
Biza oranın Senatör Iselin'in yaz kampı olduğu söylendi. | Open Subtitles | لقد قيل لنا أنه المسكن الصيفى للسيناتور آيسلين |
Bana, diğer araştırma merkezleriyle işbirliği yapmanın daha fazla özgürlük getireceği söylendi. | Open Subtitles | لقد قيل لي بأنه سيكون هنالك حرية أكبر للتعاون مع مراكز أبحاث أخرى |
Bize bu adayı almanın belki de bir an meselesi olacağı söylendi. | Open Subtitles | لقد قيل لنا أنه ربما بمقدورنا أن نستولى على هذه الجزيرة فى وقت قصير للغاية |
Bize, ne kadar çok et ve süt ürünleri ve kümes hayvanı eti yersek, o kadar sağlıklı olacağımız söylenmişti, öyle temin edilmişti. | TED | لقد قيل لنا, بل أُكدَ لنا كلما تناولنا المزيد من اللحوم ومنتجات الالبان, اصبحنا أكثر صحة. |
Alman askerlerine Rusların aşağı ırktan olduğu söylenmişti. | Open Subtitles | لقد قيل للألمان أن يعاملوا الروس معاملتهم لكائنات أدنى من البشر |
Kehanetlerinin kaynağının Kristal Mağara olduğu söylenir. | Open Subtitles | لقد قيل أن الكهف البلوري كان المصدر لنبوئاته |
Artık savaş olmayacağı söyleniyor. Buna inanıyormuş gibi yapmalıyız. | Open Subtitles | لقد قيل أنه لن تكون هناك أي حروب أخرى يجب علينا أن نتظاهر بأننا نصدق ذلك |
Denir ki giysiler, evrensel bir dil konuşurlar. | Open Subtitles | لقد قيل أنّ الملابس تتحدّث اللغة العالمية |
Gelin ve damadın düğünden önce birbirini görmesi uğursuzluk getirir Derler. | Open Subtitles | لقد قيل من قبل أنه من الحظ السيئ للعريس و العروس أن يريا بعضهما قبل الزفاف |
Her zaman travmadan çıkmanın yolunun birleşmiş hikâyelerden geçtiğini söylediler. | TED | لقد قيل لي دائما أن الطريق للخروج من الصدمة كان من خلال سرد متسق. |
Tamamen kişiseldir. dediler ki, saatlerden söz ediyormuş... yeşil saatlerden. | Open Subtitles | هذا أمر شخصى, لقد قيل لى انه كان يتحدث عن الساعات, ساعات خضراء. |
Fransa veliahtına benzediğimi söylerler. Sadece biraz daha uzunum. | Open Subtitles | لقد قيل لى انك تشبة ولى العهد الفرنسى ، ولكن أطول |
Her şeye rağmen, tüm vücudunun patlayıcı kâğıtlarla kaplı olduğu söyleniyordu. | Open Subtitles | لقد قيل أن جسده كان بالكامل مغطى بالأوراق المتفجرة |