"لقيادة" - Traduction Arabe en Turc

    • liderlik
        
    • yönetecek
        
    • yönetmeye
        
    • kullanmak için
        
    • lidere
        
    • kullanacak
        
    • kullanmayı
        
    • sürmek için
        
    • yönetmek için
        
    • 'ye
        
    • komuta
        
    • sürmeye
        
    • önderlik
        
    • rehberlik
        
    • etmek için
        
    Nazilere karşı, herkesin onlara boyun eğmeye razı olduğu bir zamanda manevî olarak liderlik etmiş olarak. Open Subtitles وكدولة قدمت نموذجاً لقيادة ذات مبادئ فى وجه النازيين فى الوقت الذى كان فيه الجميع عداها يمد يد الصداقة إلى النازيين
    Şimdiyse, bu ülkeyi yönetecek doğru kişi olup olmadığımı düşünüyorum. Open Subtitles فقد بدأت أتساءل اذا كنت الشخص المناسب لقيادة هذه البلاد
    Klanları yönetmeye layık kişi sen değilsen, hiç kimse olamaz. Open Subtitles إنْ لمْ تكوني أهلاً لقيادة القبائل فلا أحد أهلٌ لذلك
    Senin sıran pazartesi. Cesaretini kullanmak için eğlence dolu iki haftan var. Open Subtitles لقد اخذت اسبوعين من المرح لقيادة هذا المشروع
    Ve kendini de dahil etmelisin. Eğer hayatta kalacaklarsa, bir lidere ihtiyaçları olacak. Open Subtitles ويجب ان يشملك هذا ايضاً, لو انهم يريدون النجاة , فأنهم سيحتاجون لقيادة.
    Ev sahiplerine, Mercedes-Benz kullanacak kadar parası olan adam anlamına gelen Wabenzi diyorlardı. TED ويسمون الملاك بـ وابينزي، يعني أنه شخص عنده ما يكفي من المال لقيادة سيارة مرسيديس بنز.
    Ve sonra iki motorlu uçak kullanmayı öğrendim ve iki motorlu derecemi aldım. TED و بعد ذلك تعلمت أن أقود طائرة بمحركين ثم أخذت تقييمي لقيادة الطائرات ذات المحرك المزدوج.
    Mahkumlarla dolu bir otobüsü sürmek için uygun muyum bilmiyorum. Open Subtitles لست متأكدا إذا أنا الرجل المناسب لقيادة حافلة مليئة السجناء.
    Kendi başlarına kendi kasabalarında Sivil Cumartesi'yi yönetmek için dünyanın her yerinden insanları eğitmeye başlamak için sivil bir seminer düzenlediğimizden beri farkındalar. TED لقد أنشأنا منذ ذلك الحين مدرسة دينية مدنية لتدريب الناس من كل مكان لقيادة تجمعات السبت المدنية بأنفسهم وفي مدنهم.
    Brandenburg dünya şampiyonasındaki liderlik koltuğuna yeniden oturuyor. Open Subtitles انه سيكون سعيداً ان براندنبــرج قد عاد لقيادة سباق بطولة العالم
    Kraliçe, Kuzey Amerika'daki su kaynaklarına ulaşmak için liderlik edecek. Open Subtitles إن الملكة تذهب لقيادة الحشرات إلى مواقع الماء العذب في جميع أنحاء أمريكا الشمالية
    Kraliçe, Kuzey Amerika'daki su kaynaklarına ulaşmak için liderlik edecek. Open Subtitles إنّ الملكة تذهب لقيادة الحشرات إلى مواقع الماء العذب في جميع أنحاء أمريكا الشمالية.
    Belki de Papalık güçlerini, senin yerine yönetecek birilerini bulmalıyız. Open Subtitles ربما علينا ايجاد شخص آخر لقيادة الجيش البابوي عوضا عنك
    Kızımızı korumakla görevli bir orduyu yönetecek kalifiyede olmadığı için hükümdarlığı kısa sürecek. Open Subtitles إلّا أنّه ليس مؤهلًا لقيادة جيش مهمته حماية ابنتي. فترة حكمه ستكون قصيرة.
    Bir orduyu yönetmeye asla uygun değildi ve kesinlikle bir galaksiyi yönetemezdi. Open Subtitles هو ما كان أبدا ملائم لقيادة جيش، وهو بالتأكيد لم يكن ملائم لحكم هذه المجرة
    Yarın sabah, savaşacak adamları yönetmeye gidiyorum. Open Subtitles صباح الغد أنا ذاهب لقيادة الرجال في المعركة
    O an fark ettim ki, araba kullanmak için çok sarhoştuk, pedal çevirmek için değil. Open Subtitles عندها إكتشفت إنه ربما نحن مسطولين جدا لقيادة سيارة ولكننا لسنا مسطولين جدا لقيادة دارجة
    Bu tavrınız utanç verici, efendim! Sorumluluklarınızı sizden almalılar. Güçlü bir lidere ihtiyacımız var. Open Subtitles لقد ألحقت تصرفاتك العار بنا يا سيد نحتاج لقيادة أفضل من هذا
    Araba kullanacak ya da çekiç tutacak kadar büyük değil mi sence de? Open Subtitles كبيرة بما يكفي لقيادة سيارة أو ضرب مطرقة هل لديك أطفال ؟
    Sadece Goa'uld hücum uçaklarını kullanmayı biliyorum. Open Subtitles انا مدرب فقط لقيادة طائرات الموت التابعة للجواؤلد
    Meta Köşk'ü dilediğin yere sürmek için hedefi klavyeye yaz. Open Subtitles لقيادة المنزل للموقع الذي تريدة, اكتب وجهتك على لوحة المفاتيح.
    Bu ülkeyi yönetmek için tanrı tarafından seçildik. Open Subtitles تم إختيارنا من قبل الإله لقيادة هذه البلد
    - Onu SGC'ye götürmemiz gerekiyor. - O beni bir kere yaraladı. Open Subtitles نحتاج أن نعيده لقيادة بوابة النجوم لقد أطلقت علي طلقة
    Sen bu gemiyi komuta edebileceğine güvendiğim tek kişisin. Open Subtitles أنت الرجل الوحيد الذى أستطيع الثقة به لقيادة هذه السفينة
    Bir gramlık antimaddenin enerjisi, bir arabayı Dünya'nın çevresinde 1000 tur sürmeye veya uzay mekiğini yörüngeye oturtmaya yeter. TED الطاقة الناتجة من جرام واحد من مادة مضادة تكفي لقيادة سيارة ألف مرة حول الأرض أو لوضع مكوك الفضاء في مداره حول الأرض.
    Bu sebeple bu hafta IKEA'da kadınlar için açık iletişim ağı başlattık ve değişime önderlik etmek için ne gerekliyse yapacağız. TED لذا أطلقنا الشبكة المفتوحة للنساء هذا الأسبوع في إيكيا، وسوف نقوم بكل ما يتطلبه الأمر لقيادة التغيير.
    Var olan fiberware işlemci devre ile bio-mekanik arayüz protokolünü olası sibernetik uygulamalara rehberlik etmesi için bütünleştirdik. Open Subtitles لقد دمجنا مجموعة دوائر المعالج الخاص بالجهاز ميثاق البروتوكول البيو ميكانيكي لقيادة التطبيقات المحتملة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus