Günümüzde artık Her şeyin ismi var. | Open Subtitles | في هذه الأيّام، لديهم أسماء لكلّ شيءٍ تقريباً. |
Sonra aynı adam, Laura'nın evine ve iş yerine girip kızın bildiği Her şeyin kayıtlarını alarak, kanıtları yok etti. | Open Subtitles | وبعد إقتحمت منزلها وعملها ودمّرت جميع الأدلة لكلّ شيءٍ عرفتُه. |
Bir konuda haklıydın, tatlım. Her şeyin bir bedeli vardır. Buna vaktimi harcamak da dahil. | Open Subtitles | كنتِ محقّةً في أمرٍ واحد يا عزيزتي لكلّ شيءٍ ثمن، بما فيه تضييع وقتي |
Teresa, sen en iyisine layıksın. | Open Subtitles | "تيريزا)، أنتِ الأفضل)! شكراً لكلّ شيءٍ. |
"Teresa, sen en iyisine layıksın. | Open Subtitles | "تيريزا)، أنتِ الأفضل)! شكراً لكلّ شيءٍ. |
Yaptığınız her şey için teşekkür ederim, baş komiserim. | Open Subtitles | حسناً، شكراً لك يا حضرة النقيب، لكلّ شيءٍ قمتِ به. |
Sanırım Her şeyin mantıklı bir açıklaması var. | Open Subtitles | إذن... أعتقد أنّ هناك تفسير منطقيّ لكلّ شيءٍ. |
Ama Her şeyin bir bedeli vardır. | Open Subtitles | لكن لكلّ شيءٍ ثمن |
Sende Her şeyin bir bedeli vardır. | Open Subtitles | لكلّ شيءٍ ثمنٌ معك |
Her şeyin yazılı kopyasını tutardı. | Open Subtitles | فقد احتفظ بنُسخ ورقيّة لكلّ شيءٍ... |
Olmuş olan her şey için özrün kabul edildi. Fikir ayrılığı ve kölelik hariç. | Open Subtitles | تمّ قبول اعتذارك لكلّ شيءٍ ماعدا العبوديّة والفجـوة. |
her şey için belirlenmiş bir zaman vardır cennetin altında gerçekleşen her olay için. | Open Subtitles | "لكلّ شيءٍ وقته" "ووقتٌ لكلِّ أمرٍ تأمر به السماء" |
her şey için bir açıklama vardır. | Open Subtitles | -هناك تفسير لكلّ شيءٍ . |