| Ama o hep etrafta dolaşırdı. Mutlaka her şeyi görmüştür. | Open Subtitles | لكنه كان متوجداً هناك دائماً لابد أنه رأى الأمر برمته |
| Aile veya para züppesi değildi, Ama o bir züppeydi, tamam. | Open Subtitles | لم نكن عائلة متكبرة أو متكبرون بالمال و لكنه كان متكبراً |
| Ama o... o katillerin beni öldürmediklerinden emin olmak için oradaydı. | Open Subtitles | لكنه كان الطبيب الذي من المفترض أن يحرص إلّا يقومون بقتلي. |
| Peder Ignatius boylu bir adamdı, ama bu hala kısa. | Open Subtitles | لقد كان القس إجناسيو رجلاً عظيماً لكنه كان قصير القامة |
| Herkes bencili oynuyor fakat o bana yalan söyleyerek ve köpek gibi davranarak son zamanlarda oldukça kötü kararlar veriyor. | Open Subtitles | كل شخص يمر من خلال فترة تمرد لكنه كان يفعل الكثير من الخيارات الفقيره مؤخرا الكذب على,تمثيل كا أنه كلب |
| İnanmayacaksın ama bir zamanlar New York'ta önemli biriydi. | Open Subtitles | لن تصدقى ، لكنه كان يوماً ما شخص هام جداً فى نيويورك |
| - Ama o Başsız Süvari'ydi. - Elbette, bu yüzden buradasınız. | Open Subtitles | ـ لكنه كان فارسا بلا رأس ـ بالطبع، لهذا أنت هنا |
| Babamın yardımını çaresizce istiyordum Ama o pragmatik düşüncenin mucidi gibiydi. | Open Subtitles | كنت شديد الحاجة لمساعدة والدى و لكنه كان ملك التفكير العملى |
| Henry de güya gelirken bir şeyler getirecekti Ama o çok meşgul. | Open Subtitles | كان هنري سيجلب واحدة على طريقه قادماً من العمل لكنه كان مشغولاً |
| Ama o ikinci en iyi boksör olmalı. Dövüştüğüm en iyi rakipti. | Open Subtitles | لكنه كان يجب أن يكون رقم 2 هو أفضل منافس ألى الآن |
| Onu yükleyen budalaya söylemeye çalıştım, Ama o sanki "Ne?"... | Open Subtitles | جربت أن أقول هذا للأحمق الذي ركبه ..لكنه كان فقط |
| Ama o bunu kendi avantajı için kullanabildi. | TED | لكنه كان شيئا تحوّل لاحقاً ليكون في صالحه. |
| Ama o suda olmak harika bir duyguydu ve -- CA:Ailene ne yazdın? | TED | لكنه كان شعور رائع ان أكون فى المياه و .. ك أ: ما الذى كتبته لعائلتك؟ |
| İçeri girdik ve en başta sohbetimiz gerçekten iyi gitmiyordu Ama o bir sürü yemek sipariş ediyordu. | TED | و ذهبنا، و منذ البداية لم ننسجم محادثتنا لم تحلق بعيدا، لكنه كان يطلب الكثير من الطعام. |
| Herkes bunun çılgınca olduğunu söyledi çünkü hala dünyayı düz zannediyorlardı Ama o doğrusunu biliyordu. | TED | ظنّ الجميع أنّ الأمر غير معقول لرسوخ اعتقادهم بأنّ الأرض مسطّحة، لكنه كان أعلم منهم. |
| Yıllar yeni katmanlar ekledi Ama o hala oradaydı ve kendinize zarar vermenize sebep oldu. | Open Subtitles | لقد أضافت السنين الطبقات لكى تقوم بتغطيته و لكنه كان لا يزال هناك و جعلك تؤذين نفسك ما الذى فعلته ؟ |
| Seni odaya zincirlemiş olabilirim. ama bu kendi iyiliğin içindi. | Open Subtitles | ربما أبقيتك مقيدا في تلك الغرفة لكنه كان جيدا لك |
| fakat o bu konuda gayet rahattı ve beni oradan aldı, fraktallardan konuştuk. | TED | لكنه كان حقا لطيفا، وأخذني هناك الى أعلى، و دار بيننا حديث حول الكسريات. |
| ama bir keresinde hastalanmıştı ve el ilanlarını benim dağıtmama izin vermişti. Elime yüzüme bulaştırmıştım. | Open Subtitles | لكنه كان مريضاً ذات مرة، وتركني أضعها بالنيابة عنه وأفسدت الأمر بشدة |
| Hiç öyle çok fazla parası olmazdı, Ancak hayatta tanıdığım en zengin adamlardan biri olacaktı. | TED | لم يكن لديه الكثير من المال قط، لكنه كان أحد أغنى الناس الذين التقيتهم في حياتي. |
| Ama çok pahalıydı. Her bir içki yaklaşık 6.40 dolardı. | Open Subtitles | لكنه كان مكلف جداً كل شراب كان حوالي 6 دولارات |
| Hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm Zachary, Ama adam izahat vermiş. | Open Subtitles | آسف لتخييب أملك يا زاكاري لكنه كان حاضرا أثناء العملية |
| Sırada 3 ya da 4 tane gür saçlı adam vardı Ama onun saçı taranmıştı, cinayetin olduğu geceki gibi değildi. | Open Subtitles | كان المشتبهين يُشبهن بعضهم البعض لكنه كان هادئًا عندما وقت حدوث الجريمة |
| Arkadaşlara söyledikten sonra onu içeri aldım ama çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | عندما أخبرت الرفاق، أن نُعيده للداخل، لكنه كان ميتاً بالفعل. |