"لكنّه ليس كذلك" - Traduction Arabe en Turc

• ama değil
• ama öyle değil
• Ama düşünmüyorum

O kibirli pislik kendisini suç dehası falan sanıyor ama değil.
ذلك الوغد المتغطرس يعتقد أنّه عقل إجرامي كبير، لكنّه ليس كذلك

Dinle, çok geç olduğunu düşünüyorsun ama değil.
إسمع، أعلم أنّك تظن أنّ الأوان قد فات، لكنّه ليس كذلك.

Şu anda yaptığın şeyin adalet gibi hissettirdiğini biliyorum ama değil.
أعلم أنّكِ تشعرين بالأمر كوجهًا للعدالة، لكنّه ليس كذلك

Aslında buna olmayan soruna bulunan çözüm denilebilirdi, ama öyle değil.
هذاماقد يُسمّىبالحلفيعدموجودمشكلة! لكنّه ليس كذلك

Tesadüfen olmuş gibi görünüyor ama öyle değil.
"يبدو عشوائيّاً، لكنّه ليس كذلك"

Bak, Damon'un Elena'ya gerçekten iyi geldiğini düşünsem seve seve yardım ederim. Ama düşünmüyorum.
انظر، لأحببت المساعدة لو ارتأيتُه مناسبًا فعلًا لها، لكنّه ليس كذلك.

Bak, yaptığın şeyin asilce olduğunu düşündüğünü biliyorum, ama değil.
أعلم أنّ ما تفعلينه يبدو نبيلاً، لكنّه ليس كذلك.

Hayatta olsaydı evet, ama değil.
إن كان على قيد الحياة, لكنّه ليس كذلك

Kötü bir şey sanıyorsun, ama değil.
قد تحسبه سيّئاً، لكنّه ليس كذلك

Öyle gözüküyor, ama değil.
يبدو مثالي، لكنّه ليس كذلك.

ama değil. Şok belirtileri yok kan basıncında düşme olmadı.
لكنّه ليس كذلك لا إشارة لصدمة

Bir tilki gibi görünüyor ama değil.
يبدو كثعلب، لكنّه ليس كذلك

Hepsinin onun suçu olduğunda ısrar ediyorsun ama değil.
تلح انه خطاه لكنّه ليس كذلك

ama değil.
لكنّه ليس كذلك

ama öyle değil.
لكنّه ليس كذلك.

ama öyle değil.
لكنّه ليس كذلك