Ama onun yerine, DVR'ın karşısında, seninle birlikte siyanür içiyor olacağım. | Open Subtitles | لكن بدلاً من ذلك سوف أكون جالسة مقابل كاميرتي أتحدث معك |
Ama onun yerine sadece uçağın eski halinin görselleri var. | Open Subtitles | لكن بدلاً من ذلك يوجد صور لشكل الطائرة قبل التحطم. |
Size pek çok hikaye anlatabilirim... Ama onun yerine bir sunumum var. | Open Subtitles | يمكنني أن اخبركم بالكثير والعديد من القصص لكن بدلاً من ذلك عندي تقديم |
Koleksiyonuma katmak için yeni bir çaydanlık arıyordum fakat onun yerine seni buldum. | Open Subtitles | أنا فقط خرجت باحثاً عن إبريق شاي جديد لأضيفه إلى مجموعتي لكن بدلاً من ذلك وجدتك |
Ama onun yerine ağlamaklı gözlerine baktım. Fark etmeden şunu söyledim... | Open Subtitles | لكن بدلاً من ذلك ...نظرت إلى عيناه المدمعه, ووجدت نفسي أقول |
Ama onun yerine, bir kaç polise saldırdı... ve birden, tüm Amerika tek yürek oldu... o siktigimin orospu çocugu için. | Open Subtitles | و لكن بدلاً من ذلك ، فإنه هاجم بضعة ضباط لذا فجأة ، إنه إيدي عبرت أمريكا إلى وصل لهذا المجموع ذلك الوغد |
Ama onun yerine, tek yaptığın benimle savaşmak. | Open Subtitles | لكن بدلاً مِن ذلك، كُلّ أنت معركةُ مَعي. |
Ama onun yerine işin eğlencesi, tarihleri ezberlemekten geçer. | Open Subtitles | لكن بدلاً من الآلات , لدينا تواريخ نحفظها |
Ama onun yerine ben birbirinize söyleyeceğiniz sözleri dinlemeyi seçtim. | Open Subtitles | و لكن بدلاً من ذلك فأنا أختار أن أستمع للكلمات التى لدى كل منكما للآخر |
Kişi sandığa içinde bir hazine bulma umuduyla yaklaşır, Ama onun yerine hiçbir şey bulamaz ve kendi kendine tuzağa düşer. | Open Subtitles | الشخص يَقتربُ من الصندوق متوقعاً إيجاد الكنزِ بداخله لكن بدلاً مِن ذلك لا يَجِدُ شيءَ ويَنحصرُ بسبب مشكلتِه |
Ama onun yerine, aramızın açılmasına izin verdim. | Open Subtitles | لكن بدلاً مِن ذلك، سَمحتُ للأشياءِ أَنْ تصبحَ قبيحة بيننا |
Ama onun yerine dikkatini sandalyelerden uzaklaştıracak bir şey buldun. | Open Subtitles | لكن بدلاً من ذلك وجدت شيئاً يلهيك مطلقاً من إختيار المقعد |
Ama onun yerine ikinci el parası alacağım. | Open Subtitles | لكن بدلاً من ذالك سأستبدلهم ببنسات على الدولار |
Her zaman bir kız yâda erkek kardeşim olsun istemişimdir Ama onun yerine bir erkek-kız kardeşim oldu. | Open Subtitles | لطالما أردت أخو أو أخت لكن بدلاً من ذلك لدي أخت مسترجلة |
Dostum, seni buraya bana yardım edeceğini düşündüğüm için getirdim Ama onun yerine Hubble Teleskopu'nu andıran gözlüklerinin camında yansımamı izliyorum. | Open Subtitles | الرجل، أنا أخرجتُك هنا يُفكّرُك يُمْكِنُ أَنْ يُساعدَ ركودَي، لكن بدلاً مِن ذلك أُراقبُ صفري عَكسَ |
Bilirsiniz, aynı serseri kavgaları gibi, Ama onun yerine zombileri kullanıyorlar. | Open Subtitles | تعرف, مثل قتالات السكارى لكن بدلاً عنهم, يستعملون الزومبي |
Ama Diyojen maddi şeyler istemek yerine sadece gölge etme başka ihsan istemem dedi. | TED | لكن بدلاً من طلبه للسلع المادية، ديوجين طلب من الإسكندر أن يبتعد عن أشعة الشمس. |
Bana Apple Mağazasına gideceğimizi söyledin fakat onun yerine.. | Open Subtitles | تقولين أننا ذاهبون إلى متجر "آبل" لكن بدلاً من ذالك |