"لكن كلّ" - Traduction Arabe en Turc

• Ama her
• Ama tüm
• Ama bütün
• Fakat her
• ama yaptığım her

Ama her Aşil'in bir açığı vardır ve onlarınki de açgözlülük.
لكن كلّ موقع منيع له نُقطة ضعف، ونُقطة ضعفهم هي الجشع.

Böyle olsun istemezdim Ama her güzel şeyin bir sonu vardır.
تمنيت ان لاافعل لكن كلّ الأشياء الجيّدة يجب أن تجيء لها نهاية

Dürüst olmak istiyorum Ama her şey çok hızlı gelişti.
أنا wanna يكون صادق، لكن كلّ شيء حدث بهذه السرعة.

Ama tüm bunlar evlilik olmadan da olabilir.
لكن كلّ هذا يمكن أن يحدث حتى بدون زواج، صحيح؟

Ama tüm bu dokular... 100 milyon yıl, dokuları bizim için temizliyor.
لكن كلّ هذه الأنسجة. لمئة مليون عام طريقة لإزالتها من أجلنا.

Belki de bu geceki işi becerirler, Ama bütün polisler... onların peşinde.
لربّما هم سيجعلونه خلال اللّيلة، لكن كلّ وكالة تطبيق قانون... ... ينهالعليهم.

Ama bütün istediğimiz bugün bu korkularından birini halletmek.
لكن كلّ ما نريد فعله اليوم هو التغلب على أحدها.

Canlılar için çok düşmanca gözükebilir Fakat her yıl dokuz ay süren kıştan sonra
قد يبدو انه مكان عدائي جدا لأشكال الحياة لكن كلّ عام بعد الشتاء الذي يدوم لتسعة شهور ا

Ve belediye kaçmamızı yasakladı Ama her gün de yeni birileri ölüyor.
لذلك منعنا المجلس من الرحيل، لكن... كلّ يوم، يُقتل مزيد من الناس.

Ama her uygarlık sonunda bir kriz noktasına ulaşır.
لكن كلّ حضارة تصل لحاجز الهاوية في النهاية

Ziyaretçiler birçok farklı adla bilinirler, Ama her hikaye aynı izleri taşır.
زوّار يعرفون بعدّة أسماء لكن كلّ قصة تخبئ المعنى ذاته

Paralel evren. Ansızın bir geçitten içeri girdim. Tanıdığım herkes oradaydı Ama her şey değişikti.
كان الأمر أشبه بعبوري بمدخل حيث عرفتُ الجميع، لكن كلّ شيءٍ كان مُختلفاً.

Hâlâ hesap işlemlerini tanımlıyoruz Ama her şey İran'ı işaret ediyor.
مازلنا نستخرج الأسماء من التحويلات، لكن كلّ شيء يشير إلى (إيران)

Tamam, üzgünüm. Ama tüm bunlar kötüye işaret.
حسنٌ، آسف، لكن كلّ هذا يبيّن عدم صواب الفكرة.

Ama tüm sonuçlar temiz çıktı. Kendini iyi hissediyor musun?
لكن كلّ diagnosticsنا تشرن إليه الذي أنتم بخير.

Ama tüm bunlar benim için hiç fark etmez.
لكن كلّ هذا لا يمثل لي شئ

Ama tüm hissettiğim öfke.
لكن... كلّ ما أشعر به هو الغضب.

Ama bütün amfibyumların ortak bir noktaları vardır nemli bir cilt.
لكن كلّ الـبرمائيات تشترك فى شيىء واحد هو الـجـلد الـرطب

Anladım Ama bütün bahisler kapalı.
...أقدّر ذلك ...لكن كلّ الرهانات... ...قد...

Ama bütün yapmak istedikleri İri Adam kontrole gelmeden alet odasının kapı kolunla oynamaktı.
لكن كلّ ما ودّوا فعله، هو العبث بمقبض غرفة المُعدات، قبل أنّ يقوم "الأخ الأكبر" بدورية الفحص.

Ama.. bütün bu sinir ve korku.. ..bu ben değilim.
لكن كلّ ذلك الغضب والخوف ليسا من شيمتي.

Fakat her bir yeni bulgu bizi yeni bağlantılara yönlendiriyor.
لكن كلّ إكتشاف جديد يقودنا إلى الإتّصال الجديد

Bunu anlamak zor biliyorum ama yaptığım her şey şu an yaptığım her şey, sizin için.
أعلم أن هذا صعب فهمه، لكن كلّ شيءٍ فعلته، وكلّ شيءٍ أفعله يكون من أجلكما.