"لكن كل هذا" - Traduction Arabe en Turc

    • Ama bütün bunlar
        
    • Ama bunların hepsi
        
    • Ama tüm bunlar
        
    • Fakat her şey
        
    • ama buradakilerin hepsi
        
    • ama hepsi
        
    • tüm bunlar biraz
        
    Ama bütün bunlar sana delice aşık olmamın yanında solda sıfır. Open Subtitles لكن كل هذا أمر ثانوي بالنسبة لحقيقة أنني متيم بكِ كلياً
    Gözlüklerini çıkarıyor, kameraya doğru dönüyor, Ama bütün bunlar metinde oluyor. TED هو دائماً يخلع نظاراته الشمسية او يتوجه للكاميرا لكن كل هذا يحدث في النص
    Ama bunların hepsi yarın sona erecek, tabii bana katili getirmezseniz. Open Subtitles لكن كل هذا سيزول غدا ماعدا لو جلبتم لي مطلق النار
    Ama bunların hepsi, kendisine neden yerçekim alanı yönünde oluyor. Open Subtitles لكن كل هذا يحدث فى مجال جاذبية الفجوة التى تسبب هذا التأثير
    Ama tüm bunlar onu gördüğümde hissettiğimle karşılaştırılamaz. Open Subtitles لكن كل هذا كان لاشيئ بالمقارنة بما شعرت به عندما رأيته
    Fakat her şey değişti, şimdi temiz ve ayık bir haldeyim. Open Subtitles لكن كل هذا تغير الآن حيث أنى نظيف ومستفيق
    İnanmayacaksın ama buradakilerin hepsi senin için. Open Subtitles ربما تجد هذا صعب التصديق لكن كل هذا لك.
    Tüm bunların çabuk olduğunu biliyorum ama hepsi numara sonuçta. Open Subtitles أعلم أننا نطور علاقتنا سريعاً، لكن كل هذا محض تمثيلية
    Efendim. Sormamın sakıncası yoksa... Afedersiniz, tüm bunlar biraz yeni de. Open Subtitles سيدي، لو لم تمانع سؤالي، آسفة، لكن كل هذا جديد عليّ
    Bu kadar kafam karışık konuştuğum için bağışlayın Ama bütün bunlar birden beni çarptı. Open Subtitles اعذرني على حديثي في مثل هذا الأسلوب المرتبك لكن كل هذا داهمني فجأة
    Ama bütün bunlar küçük adam sayesinde değişti. Open Subtitles لكن كل هذا تغير بفضلك, أيها الرجل الصغير.
    Ama bütün bunlar suyun içinde halledilmelidir. Open Subtitles لكن كل هذا يجب أن يحدث فى الماء
    Ama bütün bunlar canımı sıkıyor. Open Subtitles لكن كل هذا يتسبب لي بصدمة كبيرة
    O sıralarda, 20 yerde vardı, 10 tane de Savunma Bakanlığı'nda kurulmuştu Ama bunların hepsi eski teknoloji oldu. Open Subtitles من هذا، في ذلك الوقت، كان هناك 20 موقع. هناك 10 في منشآت وزارة الدفاع، لكن كل هذا قديم، توسعنا بشكل كبير من حينها.
    Ama bunların hepsi, burada Washington'da yaptıklarımın yanında hiçbir şey kalıyor. Open Subtitles لكن كل هذا لا يعتبر شيء مقارنة بالأشياء التي نجحت بفعلها هنا في "واشنطن"
    Ama bunların hepsi bana palavra gibi geliyor. Open Subtitles لكن كل هذا يبدو هراءاً لي
    Ama bunların hepsi yalnızca benim hakkımda değil. Open Subtitles و لكن كل هذا لا يتعلق بي فقط
    Ama tüm bunlar bizi başka birine daha bağlıyor. Sevdiğim birine. Bana ihtiyacı olan birine. Open Subtitles لكن كل هذا يربطنا بشخص ما، شخص أحبّه، شخص يحتاجني.
    Dünya'nın en iyi babası değilim belki Ama tüm bunlar gözlerimi açtı. Oğlumu seviyorum. Open Subtitles لكن كل هذا فتح عيناي أنا أحب ابني
    Ama tüm bunlar çok hızlı gelişti. Open Subtitles لكن كل هذا حصل بسرعة كبيرة لست جاهزة
    - Fakat her şey nefesini ne kadar uzun tutabileceğine bağlı. Open Subtitles لكن كل هذا يتوقف على مدى فترة طويلة يمكنك نستغرق.
    Fakat her şey değişmek üzereydi. Open Subtitles لكن كل هذا كان على وشك التغيّر.
    Inanmayacaksin ama buradakilerin hepsi senin için. Open Subtitles ربما تجد هذا صعب التصديق لكن كل هذا لك.
    Tüm bu şeyleri inanmak için yaptılar ama hepsi de uydurmaca. Open Subtitles إنّهم يختلقون كل هذه الأشياء ليصدّقوا, لكن كل هذا تصنّع.
    Efendim. Sormamın sakıncası yoksa... Afedersiniz, tüm bunlar biraz yeni de. Open Subtitles سيدي، لو لم تمانع سؤالي، آسفة، لكن كل هذا جديد عليّ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus