"لكن لديه" - Traduction Arabe en Turc

    • var ama
        
    • Ama bir
        
    • var ve
        
    • fakat onun
        
    Doğru fakat onun gerçekte var olmayan pahalı aletleri var. Ama bence sen neden gerçek hayatta kimsenin denemediğini kastettin. Open Subtitles لكن لديه أغراض غالية غير موجودة، ظننتك تعني القيام بذلك.
    Çelik gibi baldırları var, ama zayıf bir noktası kriptonu, güçsüz bir tarafı var. Open Subtitles عجول من حديد ، لكن لديه نقطة ضعف حسناً ، الكربتونايت خاصته ، إنه غير منيع
    Sabıkası var ama. İki kez alkollü araç kullanmadan. Open Subtitles لكن لديه سجل سوابق، حادثتان للقيادة تحت تأثير الكحول.
    Donör olacak bir ailesi yokmuş, Ama bir oğlu varmış. Onu bulmalıyım. Open Subtitles لديه عائلة لتكون متبرعة لكن لديه إبن ، يجب أن نعثر على هذا الرجل
    Benim sorguladığım adam hiçbir şey söylemiyor Ama bir arkadaşı var. Open Subtitles حسناً، فاتي لا يخبر بأي شيئ لكن لديه صديق
    Bunu bilmiyorsun ve... sana söylemiyeceğime dair Vincent'a söz verdim ... ama bagajında birşey var ve milyonlar değerinde Open Subtitles أنت لا تعرف هذا وقد وعدت فنسنت ألا أخبر أحد بذلك لكن لديه شيء ما في الصندوق يساوي ثروة بالملايين
    Üzgünüm bayan, fakat "onun karısı frijit bir cadaloz" problemi. Open Subtitles أعتذر يا سيدتي لكن لديه زوجة تُدعى بالناشز اللا مبالية
    Garip tarafları var ama... doğal bir otoritesi de var. Open Subtitles غازلته قد يكون غريبًا، لكن لديه قوة طبيعية لا توجد لدى "جول‪"‬
    Uzatılmış garantisi var ama, sorun yok yani. Open Subtitles لكن لديه تمديد الظمان لذا هذا بخير
    Logan'da bakmamız gereken bir yüz görüntüsü var ama orada çocuklar da var. Open Subtitles يريدنا (لوغان) أن نتفقّد شخصاً، لكن لديه أبناء.
    Bir eşi ve kızı var ama. Open Subtitles لكن لديه زوجة وابنة
    Gözleri var ama. Open Subtitles لكن لديه عينين
    Nasıl ve neden olduğunu bilmiyorum Ama bir örümceğin yapabildiği her şeyi yapabiliyor kendi kendini iyileştirmek dahil. Open Subtitles أنا لا أعرف كَيف و لا أعرف السبب. و لكن لديه المقدرة على فِعل كُل شيء. من ضمنها الشفاء الذاتي.
    Evet Ama bir çocuğun da inancına. Basit. Open Subtitles أجل، لكن لديه إيمان الطفل، بسيط
    Ama bir karanlık yüzü ve güçlü bir büyü vardır. Open Subtitles لكن لديه جانب مظلم و قوى سحرية
    İyi bir adama benziyor Ama bir takma adı var. Open Subtitles يبدو بأنه رجل لطيف لكن لديه لقب
    Ama burada bizimle konuşmayacak bir at y.rrağı var ve diğer adamın cep telefonunu taşıyor. Open Subtitles لكن الشخص الذى كان هنا وغد لم يرغب فى الحديث معنا لكن لديه الشخص الأخر هاتف خليوى
    İyi bir adam ama çok kötü kumar problemi var ve ona bilgi için fon sağlayacak uyuşturucu tacirlerinin avukatları var. Open Subtitles رجل محترم لكن لديه مشكلة مع المقامرة و العديد من المحامين المستعدين للدفع من أجل إلقاء نظرة
    Fakat, onun görgü tanığı vardı. Open Subtitles و لكن لديه حجة غياب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus