"لكن لم يكن" - Traduction Arabe en Turc

    • ama o
        
    • ama bu
        
    • değildi
        
    Çarşıda indirim vardı. ama o kadar da çok şey almadım. Open Subtitles كانت هناك تخفيضات في المجمَع، لكن لم يكن هناك الكثير لأشتريه
    ama o puştu hiç bir şey değiştiremezdi. Open Subtitles لكن لم يكن هناك أمل لتغيير هذا الحقير إبن العاهرة
    ama o siparişi yetiştirmek için yeterli meyvemiz kalmadı. Open Subtitles لكن لم يكن هناك المزروعات الكافيه لتلبية ذلك الطلب.
    ama bu ne ineğe, ne de koyuna aitti. TED لكن لم يكن من الممكن أن يكون واحدا منها.
    Bunu sayılara dökmek zor ama bu çok sahici bir şey TED من الصعوبة تحديدها، لكن لم يكن أقل واقعية.
    ama bu gidişattan herkes memnun değildi. TED لكن لم يكن الجميع سعيداً بهذه السياسات.
    Ama Beatles gibi yolun karşısına geçmek Eric için yeterli değildi. Open Subtitles لكن لم يكن كافياً لإيريك أن يعبر الطريق كما يعبره الناس
    ..ama o tabuttaki hiçbir şey ondan hatırladıklarıma benzemiyordu. Open Subtitles ..لكن لم يكن في ذلك التابوت شيء يشبه ما أذكره منها
    Yetenekli olduğunu biliyordum ama o utangaç, tatlı görünümün altında böyle güçlü bir kendine güven olduğunu hiç bilmiyordum. Open Subtitles أنا أعني , أعلم أنك موهوب لكن لم يكن لدي أدنى فكرة أن تحت هذا الخجل , يوجد خارجك هذه الثقة الفولاذية الجميلة
    Birini gördüm sandım, ama o değilmiş. Bu güzel. Open Subtitles ظننتني رأيت شخصاً، لكن لم يكن هو، فلا بأس
    Demediklerini bırakmamışlardı ama o kadar da kötü olmamıştı. Open Subtitles لقد عانيت كثيراً و لكن لم يكن سيئاً على الاطلاق
    Birazcık sikiştik ama o kadar da ibnemsi değildi. Open Subtitles حسناً , لقد ضاجعتك قليلاً لكن لم يكن كله مخيباً
    Ben de babasının benim için aldığını sandım ama o da nereden geldiğini bilmiyor. Open Subtitles لقد أفترضت أن أباها أحضره لي لكن لم يكن لديه أي فكرة من أين أتت
    ama bu kararları değiştiremiyordum çünkü toplantılara katılmıyordum, bu yüzden de karşı çıkmaya hakkım yoktu. TED لكن لم يكن في وسعي الاعتراض على القرارات، لأني لم أكن أحضر اللقاءات، ولم يكن لدي الحق في أن أعارض قراراتهم.
    ama bu, bu gibi davalarda anormal bir durum değildir. Open Subtitles لكن لم يكن هذا غير معتاداً فى قضايا من هذا النوع
    Bana vurmak istediğini biliyorum, ama bu kadar sert vurmalı mıydın? Open Subtitles عَرفتُ بأنّك أردتِ ضَرْبي لكن لم يكن لزماً عليكَ أَنْ تَضْربي بقوة جداً؟
    Sal liderdi, ama bu çok önemli değildi. Open Subtitles سال كانت الزعيمة لكن لم يكن هذا أمراً مهماً
    ama bu bir kaza değildi. Open Subtitles لكن لم يكن ذلك حادثاً لقد قلتِ ذلك بنفسك
    "Irak'ın olayla ilgisi yok" dedik ama bu hiçbir şeyi değiştirmedi. Open Subtitles .وقلنا لكن لم يكن للعراق أى علاقة بما حدث .و على ما يبدو أن هذا لم يحدث أى اختلاف
    Sana kendi söylemek isterdi ama nasıl tepki vereceğinden emin değildi. Open Subtitles ظننت بأنه سيخبرك بنفسه لكن لم يكن واثقا من ردت فعلك
    İsveç'te çok ünlü bir yazardı, ama iyi bir aile adamı değildi. Open Subtitles كان روائي شهير للغاية في السويد لكن لم يكن رجل عائلة جيد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus