Hayır, ama orada büyük bir yığın toprak sadece tarafından bahçe. | Open Subtitles | كلاّ، لكن هُناك كومة كبيرة من التُربة بجوار الحديقة. |
Baba, çok güzel bir yer ve bina da iyi ama orada lokanta açmamızı imkânsız kılan bir sorun var. | Open Subtitles | أبي، إنه مكان جميل للغاية، والبناية جيدة لكن هُناك مُشكلة الذي يجعل من المُستحيل علينا أن نفتح مطعماً هُناك. |
Sayfaların çoğu silinmiş ama orada bir kayıt var. | Open Subtitles | الصفحات تم محوها بشكل كامل تقريباً لكن هُناك إدخال واحد هُناك |
Ama ailesi için yapman gereken bir fedakârlık daha var. | Open Subtitles | لكن هُناك أكثر من تضحية يجب .عليك أن تقدمها لعائلتها |
Ama öldürülmeye hazırlandıkları 46 hasta daha var. | Open Subtitles | لكن هُناك 46 آخريين مُجدوَليين كمَيئوس منهم. |
Virüs bende şu anda fakat biri beni öldürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | هذا لايبدو منطقيًا أريد مُساعدتك, الفيروس بحوزتي لكن هُناك أحدهم يحاول قتلي |
Virüs bende şu anda fakat biri beni öldürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | أنا أحمل الفيروس لكن هُناك أحدهم يحاول قتلي |
Cinayet mahallinin tam karşısında bir depo daha var. | Open Subtitles | لكن هُناك مستودع على الجانب الأخر من مسرح الجريمة |
Ama Einstein'ın rasyonel kurallarının her zaman için geçerli olmadığı başka bir dünya, fiziğin başka bir türü daha var. | Open Subtitles | لكن هُناك عالم آخر و نوع آخر من الفيزياء .حيثُ لا تنطَبق قواعِد (أينشتاين) المنطقيّة دائماً |
Ama bunu kazanmak için bir yol daha var. | Open Subtitles | لكن هُناك طريقة لأصلاح هذا |