Sana bir şey olmayacak. İhtiyacın olan her şey yatağın üzerinde. | Open Subtitles | إذاً لن يحدث لك شيء كل شيء تحتاج إليه على السرير |
Bu zamana kadar Sana bir şey olmaması harika, değil mi? | Open Subtitles | من الرائع أنه لم يحصل لك شيء حتى الآن، أليس كذلك؟ |
Dinle Turner, Berkeley'nin Sana bir şey dediğim ve Arkady'yi aradığını biliyoruz. | Open Subtitles | الاستماع، تيرنر، نحن نعلم أن بيركلي قال لك شيء وأنت تسمى اركادي. |
Bu yüzden suçu üstlenirsen küçük olduğun için Sana birşey yapmazlar." | Open Subtitles | إذا أخذتيها عني وأنتي قاصر فلن يحدث لك شيء |
Kaçmaya çalışırken kazara Size bir şey olursa, sizin yerinizi kimse dolduramaz. | Open Subtitles | وهو أنه لا يوجد بديل لك إذا صدف أن حدث لك شيء أثناء هروبك. |
Sana bir şeyler söylemiştir diye tahmin etmiştim çünkü bu aralar çok iyi arkadaş oldunuz.Ama erkeklerin işi belli olmaz. | Open Subtitles | أنا فقط قد اعتقدت أنه قال لك شيء لأنكم قد أصبحتم أصدقاء جيدين.. تعرفين الرجال |
O gün sarhoşken Sana bir şey mi dedim? | Open Subtitles | هل أنا، بأيّ طريقة، قُلت لك شيء هذا اليوم عندما كُنت ثمِـلة؟ |
Her şey yolunda, Sana bir şey olmayacak. | Open Subtitles | بهدوء بهدوء, كل شيء على مايرام لاتقلقي لن يحدث لك شيء |
Sana bir şey diyeyim, bu dünyada yüzemiyorsan; | Open Subtitles | دعني اقول لك شيء ما في هذا الحياة اذا لم تكن تعرف السباحة |
Arkadaşların, polis ve hakim Sana bir şey olmaması için seni kolladılar. | Open Subtitles | اصدقائك,الشرطي و القاضي تأكدوا من انه لن يحدث لك شيء لقد حافظوا علي امنك |
Hey, Sana bir şey getirdim. | Open Subtitles | وسيكون في البيت قريبا اهلا, لقد احضرت لك شيء |
Sana bir şey olursa en azından çok üzülürüm. | Open Subtitles | على الأقل سأحظى بمكان أختبيء فيه إذا حدث لك شيء |
Sana bir şey söyleyeyim mi koca oğlan, kızım ve ben birbirimizi anlıyoruz, aramızda sözsüz bir bağ var ve... | Open Subtitles | دعني أقل لك شيء أيها الفتى الكبير أبنتي وأنا , نتفهم الأمور وروابطنا غير مُعلنه, |
Ama Sana bir şey söyleyeyim Bay Her Kimsen bu bir iş. | Open Subtitles | لكن دعني أقول لك شيء سيد 'مهما' تكن هذه تجارة |
Kendi kazandığım parayla Sana bir şey almak istedim. | Open Subtitles | اردت ان اشتري لك شيء بالمال الذي جنيته بنفسي |
Demek istiyorum ki, ilaçlar ve hayatında küçük değişikliklerle muhtemelen Sana birşey olmayacak. | Open Subtitles | أعني مع الأدوية ومع تعديلات أسلوب الحياة التي سيعطيك أياها الطبيب على الأغلب لن يحدث لك شيء |
Anlıyorum, Sana birşey söylmek istiyorum. | Open Subtitles | أسمعي, أريد أن أقول لك شيء ما. |
Fırtına sizi bu kadar korkutuyorsa, içmeniz için Size bir şey getireyim. | Open Subtitles | إذا كانت العاصفة تقلقك هكذا بشدة سأحضر لك شيء للشرب |
Size bir şey açıklıyım. Bayan Honey Daniels ile takılmamı kaçırtacaksanız bana, | Open Subtitles | دعني أوضّح لك شيء إذا جعلتني أتغيّب عن عقدي مع الآنسة هوني دانيلز |
- Sana bir şeyler hazırlatabilirim. | Open Subtitles | بوسعي أن أجعلهم يحضرون لك شيء ما |
Haline bak. Teslim edecek bir şeyin kalmayacak. | Open Subtitles | من الأفضل أن تعتني بها لن يتبقى لك شيء ترهنه |
Sana bişey söyliycem Yolun karşısındaki kız | Open Subtitles | ولكن سأقول لك شيء هناك صفقة كبيرة لك تلك الفتاة على الجانب الأخر من الشارع |
Bak ne diyeceğim, geleceğini düşünmen için sana biraz zaman vereyim. | Open Subtitles | سأقول لك شيء ، لماذا لا أعطيك بعض الوقت للتفكير في مستقبلك ؟ |
Tomo'da senin için bir şey var! Süslü ve modern bir şey! | Open Subtitles | "تـومـو"، لدّيـه شيء لك شيء مبهرج وحديث! |
Hayır, sana Sevgililer Günü için bir şey aldım ve sana vermeye utandım. | Open Subtitles | لا، أحضرت لك شيء بمناسبة عيد الحب و كنت محرج من أعطيك إياه |