arkadaşlar ve yurt dışında gelen değerli misafirlerimize selamlar. | Open Subtitles | تحياتي للأصدقاء والضيوف الكرام من خارج البلاد |
Ama Wisteria Lane'deki en büyük vefa arkadaşlar arasında olandır. | Open Subtitles | ولكن أشد أنواع الولاء في ويستريالين هو الولاء للأصدقاء |
Eski arkadaşlara, emekliliğe, yeni başlangıçlara! | Open Subtitles | للأصدقاء القُدامى، للتّقاعد، للبدايات الجديدة. |
Bu konularda dostlara ve ailelere yardımcı olmak bir gelenektir. | Open Subtitles | إنه من التقليد للأصدقاء والعائلة أن يساعدوا بعضهم بهذه الأشياء |
Onu bütün arkadaşlarına ve ailesine tanıştırır ve onunla gurur duyar. | Open Subtitles | وتريه للأصدقاء والعائلة وسيصبح لأقبح رجل في العالم وسيكونون فخورون برجلهم القبيح |
Arkadaş yok... eğlence yok... kar yok... | Open Subtitles | لا شيئ للأصدقاء لا شيئ للتّلهية, لا شيئ للثّلج |
Boston ofisinden yeni transfer oldu ve acilen arkadaşa ve içkiye ihtiyacı var. | Open Subtitles | هذا دوغ.لقد انتقل لتوه من مكتب بوسطن و هو بحاجة يائسة للأصدقاء و المشاريب |
Senin için hayırlı bir gün olmayacağını biliyorum ama arkadaşları için acı verici olsa da seni de çağıracağım. | Open Subtitles | التقويم اليابانيّ يحتوي على الكثير من الأيّام الميمونة لإقامة حفل زفاف لكنه يوم مشؤوم بالنسبة للأصدقاء لذا سأقوم بدعوتك |
Hayır, üzgünüm, yalnızca eski arkadaşlar. | Open Subtitles | آسف، فقط للأصدقاء القدماء محامون، قضاة، انت تعلم |
Biliyorsun ki kız arkadaşlar sevgililer arasında yer tutucudur. | Open Subtitles | تعرفين أن الصديقات ليسو إلا بديل للأصدقاء |
arkadaşlar öpüşebilir ki. | Open Subtitles | حسناً، يُمكن للأصدقاء تقبيل بعضهم البعض. |
Pekala, orada arkadaşlar için falan herhangi bir hizmet varsa size bildireyim mi? | Open Subtitles | حسنا تريد مني أن أعلمك إذا كان هناك خدمة للأصدقاء أو شيء من هذا القبيل ؟ |
Sonuna kadar beraber kalan arkadaşlara ne oldu? | Open Subtitles | ماذا حدث للأصدقاء المتآزرين حتى النهاية؟ |
peki kadeh kaldırıyorum işte iyi arkadaşlara, memlekete ve | Open Subtitles | سأقدم لك نخباً هنا للأصدقاء الجيدين والمدن الأصلية وريدفيلد حيثما كانت |
- O, özel biri ama arkadaşlara ihtiyacı var. | Open Subtitles | . إنه إستثنائي، ولكن يحتاج للأصدقاء |
Bu uzun aylar sadece kan demir ve çamurdan ibaretti, ve dostlara yazacak vakit yoktu. | Open Subtitles | كانت هذه الشهور الماضية كلها دماء و حديد و طين و لا يوجد وقت لرسائل للأصدقاء |
Eski dostlara. | Open Subtitles | للأصدقاء القدامى |
Şimdi de arkadaşlarına kıyak yapan düzenbaz bir polis oldun. | Open Subtitles | الآن أنت شرطى مخادع تقوم بخدمات للأصدقاء. |
Birisiyle beraber olduğun zaman arkadaşlarına vakit ayırmak zor oluyor. | Open Subtitles | من الصعب نوعاً ما إيجاد وقت للأصدقاء عندما تكونين في علاقه جديده |
Şehri ışıklandırırken bir kaç yeni Arkadaş edinmek fena olmaz. | Open Subtitles | لا أقول أني لن أحتاج للأصدقاء حين أضيء البلدة... حرفياً. |
arkadaşa borç vermek her zaman hatadır. | Open Subtitles | تعرفين... إقراض المال للأصدقاء... هو غلطة دائماً. |
İnternette gizli bir taziye sayfası oluşturdu sadece yakın arkadaşları ve ailesi için. | Open Subtitles | لقد أنشأ موقع نصب تذكاريّ إلكتروني على شبكة الإنترنت للأصدقاء والعائلة فحسب. |
dost diyebileceği en yakın şeyler hayali ya da nesli tükenmişti. | Open Subtitles | أقرب الأشياء التي لديه للأصدقاء إما إنها وهمية أو أنقرضت. |
dostlar bugünler içindir. | Open Subtitles | مهلا ، هذا هو ما هي للأصدقاء ، أليس كذلك؟ |
Sadece aziz dostlarıma tabii ki. | Open Subtitles | للأصدقاء الطيبين فقط |