İkincisi ise, şirketinizin başkanının aynı zamanda oy sayım sorumlusu kadın olması ve bir şirket kiralayarak size oy vermeyenleri listeden çıkarması. | Open Subtitles | تأكد أن رئيسة الحملة الإنتخابية خاصتك إمرأة جاذبة للأصوات الإنتخابية وأن ولايتها قد قامت بتعيين شركة ما |
O yüzden, oy için eyaletin en liberal dört ilçesini seçiyor. | Open Subtitles | هذا هو سبب انتقاءة للأصوات من أكثر أربع مقاطعات ليبرالية في البلاد |
Yarın öğleden sonra 4'e kadar ilk oy sayımını istiyorum. | Open Subtitles | أريد أول عدّ للأصوات بحلول الرابعة من ظهر الغد |
aynı şekilde kalan sesleri önemsemiyoruz. | TED | نحن نبدأ في تخفيض الاهتمام للأصوات المتشابهة المستمرة على نفس السوية |
Her gece uyumaya çalışırken sesleri dinlerdim. | Open Subtitles | في كل ليلة أحاول أن أنام فيها كنتُ أستمع للأصوات |
Bir ucunda, bazilar membran serttir, sadece kısa dalga boyuna, yüksek frekanslı seslere tepki olarak titreşir. | TED | عند إحدى النهايتين، يكون الغشاء القاعدي قاسيًا، فيهتز فقط استجابةً للأصوات عالية التردد ذات الطول الموجي القصير. |
Eski şahitliğinizde, para karşılığı oydan, ve oy pusulası için birçok kişi ayarlamadan söz etmişsiniz. | Open Subtitles | في شهادتك السابقة، ذكرت دفع أموال نقدا للأصوات، إدلاء مزدوج للأصوات... |
Bunu size geçen gün de söylemiştim ama muhtemelen oy peşindeyim sandınız. | Open Subtitles | قلتها لكم في ذلك اليوم ولعلكم ظننتم أنني كنت اسعى للأصوات |
Kırbaç görevindeyken, oy sayma kurulunda kullandığın mıknatıs. | Open Subtitles | هذا مغناطيسك من لوح جمع الأصوات عندما كنت حاصداً للأصوات |
Eski seçime katılım oranlarına göre, şimdiye kadar 82 milyon oy gelmesi gerek. | Open Subtitles | وبناءا على الاقبال التاريخي للأصوات 82مليون صوت يجب أن تأتي الآن |
İki numaralı gizli tanığın şahitliğine göre, cumhuriyetçilere ait olmayan oylarla dolu olan oy pusulası kutularının Absecon Koyu'ndan atıldığı iddia ediliyor. | Open Subtitles | في هذه الشهادة، فإن الشاهد السري رقم 2 يدعي أن صناديق الإقتراع المخصصة للأصوات غير الجمهورية تم إلقاؤها في خليج "أبيسكن". |
oy toplamaya gelmedim Bay Lowry. | Open Subtitles | . (لم آتي طلباً للأصوات ياسيّد (لوري |
Su üzerinden duyulmaz olsa da nerede olduğunuza ya da yılın hangi dönemi olduğuna bağlı olarak sualtı sesleri en az bir cangıl ya da yağmur ormanı kadar gürültülüdür. | TED | على الرغم من أن الأصوات غير مسموعة على السطح، فإنه وحسب تموقعك والوقت من السنة، يمكن للأصوات تحت الماء أن تكون صاخبة مثل أية أدغال أو غابة مطيرة. |
Çember paranormal sesleri sahte radyo dalgalarından ve ...ortam seslerinden ayırarak seslerin doğruluğunu bize gösterecek. | Open Subtitles | القفص يظهر المدبر الحسي للأصوات الروحية بواسطة عزله التام لجهاز التسجيل عن أي أطوال موجية إذاعية زائفة محتملة والأصوات المحيطة في الهواء هل فهمتم؟ |
Ethan'ın beynindeki anakartta, duyduğu sesleri analiz etmesini sağlayan şey. | Open Subtitles | إنها وسيلة تسجيل إذن "إيثان" للأصوات كي يتم تحليلها بواسطة اللوحة الام في عقله |
Ölüler diyarından gelen seslere hükmedişiniz. | Open Subtitles | بارشادك العظيم للأصوات القادمة من الموتى. |
Bugün yüksek seslere biraz fazla duyarlıyım. | Open Subtitles | أنا فقط مفرطة الحساسية للأصوات المرتفعة اليوم |
Ama Uffe seslere karşı hassastır. Yeni seslerden hoşlanmaz. | Open Subtitles | لكن (أوفي) حساس للأصوات وهو لا يحب أن يسمع أصواتاً جديدة. |