Bu insanlardan uzaklaşmak için sıradan çıkmalıyız. | Open Subtitles | علينا التّقدم في الصّف للإبتعاد عن هؤلاء النّاس. |
Onlardan uzaklaşmak için yaptığım her şey beni bu güne getirdi, bu ana. | Open Subtitles | كلّ شيءٍ فعلته للإبتعاد عنهم... جلبني إلى هذا اليوم، إلى هذه اللحظة بالضبط. |
Sadece bir haftalığına. Olup bitenden uzaklaşmam için bana bir şans ver. | Open Subtitles | إنها لمدة أسبوع واحد فقط ، وستمنحني الفرصة للإبتعاد عن كل شئ |
Son dakikada oldu, bir süre uzaklaşmam gerekti. | Open Subtitles | و لقد كان قراراً باللحظة الأخيرة احتجت فقط للإبتعاد قليلاً |
Evet, ama sorun şu ki narkotiklerin radarından kaçmak için sahte isim kullanıyor. | Open Subtitles | أجل، لكن المُشكلة أنّه يستخدم أسماءً مُستعارة للإبتعاد عن مُراقبة إدارة مُكافحة المُخدّرات. |
Bilirsiniz, bir yabancı sizi zorla götürürse, tekmele, yumrukla, çığlık at, kaçmak için her şeyi yap. | Open Subtitles | لو أمسكه شخص غريب، فإنّ عليه الركل أو اللكم أو الصراخ، أيّ شيء للإبتعاد. |
Kokain, meth, eroin, bunların hiçbiri işe yaramamıştı... ..ben de senden uzak olmak için tek yolun ölüm olduğuna karar vermiştim. | Open Subtitles | الكوكايين ، الحشيش ، الهيرويين لم يستطيعوا إنجاز الأمر لذا قررت أن الموت هو طريقتي الوحيدة للإبتعاد عنكِ |
Her ne kadar, kel kafalı şeytani ucubelerin canına okumak hoşuma gitse de buraya onlardan uzaklaşmak için geldiğimizi sanıyordum. | Open Subtitles | بقدر ما أحب الإستحمام على صلع مسوخ شريرة... إعتقدت أننا جئنا إلى هنا... للإبتعاد عن كل هذا |
Benden uzaklaşmak için kendine ait nedenlerin vardı. | Open Subtitles | أعرف أنك تمتلك أسبابك للإبتعاد |
Sadece Julio ve öbür ikisinden uzaklaşmak için kaçtım. | Open Subtitles | إسمع لقد هربت فقط للإبتعاد عن هؤلاء الرجال حسناً ؟ خوليو " والإثنان الآخرين " |
Her ne kadar, kel kafalı şeytani ucubelerin canına okumak hoşuma gitse de buraya onlardan uzaklaşmak için geldiğimizi sanıyordum. | Open Subtitles | بقدر ما أحب الإستحمام على صلع مسوخ شريرة... إعتقدت أننا جئنا إلى هنا... للإبتعاد عن كل هذا |
uzaklaşmak için yörünge manevra sistemi ateşlemesine ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | سنحتاج دفع بالطاقة القصوى للإبتعاد عنه |
House'dan ve onu hatırlatan her şeyden uzaklaşmam gerekiyor. | Open Subtitles | أحتاج للإبتعاد عن هاوس و كل ما يذكرني به |
uzaklaşmam gerekiyor. | Open Subtitles | انا فقط احتاج للإبتعاد |
Hayatım boyunca, buradan kaçmak için bekledim. | Open Subtitles | كل حياتي أنتظر للإبتعاد عن هنا |
Güneşten kaçmak için hiç de fena bir yer değil. | Open Subtitles | ليس مكانا سيئا للإبتعاد عن الشمس |
Hatch'den kaçmak için Detroit'e döndü. | Open Subtitles | وعادت إلى هنا للإبتعاد عنه. |
Senden uzak olmak için golf oynamaya giden ben değilim. | Open Subtitles | لست من يهرب للعب الغولف للإبتعاد عني |
Oğlunuzdan uzak olmak için çabalıyorum. | Open Subtitles | "في المحاولة للإبتعاد عن إبنك" |