Doğru, buradan bir rehineci ve bir yetişkin kitapçısını görebiliyorum. | Open Subtitles | اجل ، من هنا يمكنني رؤية المتشردين و مكتبةٍ للبالغين |
Bir şekilde, pislik ve çocukça halinle düşüp buna yetişkin bir tepki verdin. | Open Subtitles | بطريقة ما, بطريقتك الفظة والصبيانية قد تعثرت وسقطت على حل للبالغين بشأن الموضوع |
Evet, Hakimin yetişkin mahkemesinde kafaleti reddetmesi için bir sebep göremiyorum. | Open Subtitles | نعم, لا أرى سبباً يجعل القاضي في محكمة للبالغين يرفض الكفالة |
(Kahkahalar) Elbette, ona bu binanın sadece yetişkinler için olduğunu söylemek ve onu dişarı çıkarmak zorundaydım. Annesi hakkında bir şeyler geveledi ve ben | TED | بالطبع، كان علي إخباره أن المبنى للبالغين فقط وأن عليه الخروج لقد تمتم شيئاً بفمه عن أمه |
yetişkinler için olan prangalar ile çocuk ve yetişkinlerde kullanılmış dizginleri toplarım. | TED | أجمع أغلال للبالغين وقيود للبالغين وكذلك للأطفال |
Size Yetişkinlere Abu Dabi'de İngilizce öğreten bir arkadaşımdan bahsedeceğim. | TED | أريد أن أخبركم عن صديقتي التي كانت تُدرّس اللغة الإنجليزية للبالغين في دُبي |
Yetişkinlerin kalkacağı kadar mı yoksa 6 yaşındaki çocukların kayıp düşeceği kadar mı? | Open Subtitles | رخو بشكل كافي للبالغين ليقتربوا من بعضهم أو أطفال بعمر السادسة لينزلقوا عبره |
değişimlerinden daha büyük. Bebeğin yetişkin kakasına | TED | و كما ترونه انه بدأ بالاقتراب من المجتمع البرازي للبالغين. |
Bu aslında yetişkin insan ticaretinin federal yasalardaki tanımı. | TED | إنهم في الواقع التعريف الرسمي للاتجار بالبشر حسب القانون الفدرالي للبالغين. |
yetişkin olarak bunu yapamazsın. Denesende, o kadar olmaz. | Open Subtitles | لا يمكن للبالغين فعل ذلك حاولى, لن تتمكنى من ذلك |
6. sınıfta Irak gerginliğinden öyle endişelendim ki, yetişkin dozunda Xanax verdiler. | Open Subtitles | وأنا في الصف السادس كنت خائف من الوضع في العراق كنت اشاهد أفلام جنسية للبالغين |
Ama biliyorum ki, doğum günü hediyesi olarak yetişkin kütüphane kartı alan bir anneye sahip olduğum için şanslı bir çocuk olduğumu söyledi. | Open Subtitles | ولكن ما اعرفه، انه قال باني سأكون طفل محظوظ لأنه يوجد لدي ام، تحب ان تعطيني بطاقة مكتبية للبالغين في عيد ميلادي |
yetişkin donlarını katlayacak yaşta değil. | Open Subtitles | إنها صغيرة جداً لتطوي الملابس الداخلية للبالغين |
Sürgünün ilk günlerinde Nazilerin öncelikli isteği, ölümüne çalıştıracakları yetişkin Yahudilerdi. | Open Subtitles | في أوائل أيام الإبعاد، الطلب الفورى للنازيين كان فقط للبالغين اليهود أولئك الذين سيرسلوا للموت |
yetişkin erkekler için bu buluşma, yalnız geçen yaşamlarında hoş bir değişiklik olsa gerek. | Open Subtitles | بالنسبة للبالغين من الذكور انها استراحة ترحيب في وجودِ إنفراديِ بشكل كبير عادةً |
Bence bu salonda, "En iyisi, yetişkinler için harika bir emniyet kemeri yapmakla başlamak olacaktır. Sonra da, birbirine zincir gibi bağlamak | TED | لا يوجد أي شخص في هذه القاعة يمكنه أن يقول أن الطريقة الصحيحة للبداية هي أن نصنع مقاعد سيارة خاصة للبالغين |
Yani buradan sonrası sadece yetişkinler için mi diyorsun? ! | Open Subtitles | هل تريد ان تقول انه من الآن وصاعدا هذا العالم للبالغين فقط؟ |
Tanrıya değil çünkü O sadece yetişkinler için hayali bir arkadaştır. | Open Subtitles | و ليس الرب فهو مجرد صديق خيالي للبالغين. |
[Yetişkinlere yönelik içerik uyarısı] İşimin ne olduğu sorusuyla sık sık karşılaşıyorum. | TED | [يحتوي هذا الحوار على محتوى للبالغين] غالباً ما يتم سؤالي ماذا أعمل. |
İçecekleri hazırlamak, posterleri yapmak ve okul salonunu Yetişkinlere uygun bir hale getirmek için 3 gününüz var. | Open Subtitles | عندك ثلاث أيام لتجهيز المرطبات و اللافتات وتحويل غرفة الجلوس بالمدرسة إلى بيئة صالحة للبالغين |
Angelika ve onun gibi çocuklar, binlerce kilometre uzaktaki Yetişkinlerin zevki için internet ortamına taşınan bir eşya olmayacak. | TED | وأنجليكا وأولئك مثلها لن يكونوا بعد الآن كأنهم سلعة جلبت للإنترنت كمتعة للبالغين على بعد آلاف الأميال. |
Genel af gününde ki porno film dükkanı, | Open Subtitles | يوم العفو العام في محل الفيديو للبالغين |