Geçen ocak ayında, senin şu dalkavukların tekiyle konuşmaya geldim. | Open Subtitles | جئت إلى هنا في يناير الماضي للتحدث مع أحد رجالك |
Ne zaman, birazcık fazladan vakit bulsak hemen telefona koşup annenle konuşmaya başlıyorsun. | Open Subtitles | ومتى ما استطعنا استخراج بعض الوقت الاضافي, تذهبين للتحدث مع والدتكِ على الهاتف |
Bir dakika, biriyle konuşmam lazım. Çok önemli. | Open Subtitles | أعطني دقيقة للتحدث مع شخص ما انها مهمة جدا. |
Tatlım, Bud'la bir saniyeliğine yalnız konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | العسل، ولست بحاجة للتحدث مع براعم وحده لمدة ثانية واحدة فقط. |
Eğer bir kişi daha olursa, yabancı biri eşimle konuşmak için doğruyu söyleyebilirdi. | Open Subtitles | إذا استطعت دفع طرف ثالث، غريب للتحدث مع زوجي ربما قد يقول الحقيقة |
Gidip adamla konuşacağım ve sana daha iyi bir oda bulabilir miyiz, soracağım. | Open Subtitles | سأذهب للتحدث مع الرجل. وسأرى إن كنا نستطيع أن نجد لك غرفة ألطف. |
Annenle bir kerecik bile olsa araba için konuşma fırsatı bulamadın, değil mi? | Open Subtitles | أظن لم تكن لديك فرصة للتحدث مع أمّك حول موضوع السيارة، أليس كذلك؟ |
dediler. Sonrasında, babalarla konuşmaya gittim Babalar, tabii ki, tahmin edebileceğiniz gibi, "Biz erkekler için bir okul istiyoruz." | TED | وأثناء انتقالنا، ذهبت للتحدث مع الآباء، إن الآباء، وبطبيعة الحال، يمكنك أن تتخيل ماذا قالوا: "أننا نريد مدرسة للبنين". |
Harold'ın oda arkadaşıyla konuşmaya gittim ve Harold'ın, hemşirenin onu zehirliyor olduğunu düşündüğünü söyledi. | Open Subtitles | ذهبت للتحدث مع شريك هارولد. وقال بأن هارولد اعتقد بأنها كانت تسممه. |
- Hayır. Bak, biriyle konuşmaya ihtiyacım var. Şimdi bir arkadaşı kullanabilirim. | Open Subtitles | أنظر، أحتاج للتحدث مع أحد، أنا بحاجة إلى صديق الآن. |
Motley Crue'nun şarkıcısı Vince Neil ile deriden dantele geçişi konuşmaya... | Open Subtitles | للتحدث مع المغني الرئيسي من متنافرة كرو، فينس نيل، على كيف تحولت صورة من هیفی میتال من الجلد لربط الحذاء. |
Bakın, ya gideriz ya da hemen polislerle konuşmaya başlarız. - Bu iyi bir fikir olabilir. | Open Subtitles | إسمع, إما أن نمضي بالسيارة أو نذهب جميعا للتحدث مع رجال الشرطة. |
Sadece Charlie'yle 2 saniyeliğine yalnız konuşmam gerek. | Open Subtitles | أنا فقط أحتاج للتحدث مع تشارلى على انفراد لثانيتين. |
Bayım, o hanımefendi ile bir dakikalığına konuşmam gerekiyor | Open Subtitles | سيدي ، أحتاج للتحدث مع تلك المرأة لدقيقة |
Eğer nişanlısı konuşmam lazım. Burada yeterli ateş gücü aşağı var. | Open Subtitles | أنت بحاجة للتحدث مع خطيبك نحن نملك هنا مايكفي من القوى النارية. |
Kiracılar taşınmadan önce onlarla konuşmak için okuldan önce eve gitmesi gerekti. | Open Subtitles | كان عليها الذهاب إلى منزلها قبل المدرسة للتحدث مع المستأجرين قبل انتقالهم |
Bay Eichorn, aslında buraya Al Baxter'la konuşmak için geldik. | Open Subtitles | في الحقيقة سيد ايكون نحن هنا للتحدث مع آل باكستر |
İhtiyacımız olan kanıt bu. Şerif ile konuşacağım. | Open Subtitles | ذلك كل الدليل الذى نحتاجه سأذهب للتحدث مع مدير الشرطة |
Dünya çapında birçok insanla konuşma fırsatın oldu. | TED | لقد اُتيحت لك الفرصة للتحدث مع العديد من الناس حول العالم. |
Pekâlâ git erkeğinle konuş. Sonra görüşürüz. | Open Subtitles | حسناً، اذهبي للتحدث مع صديقكِ أراكِ لاحقاً |
Profesyonel biriyle konuşman gerekmez mi sence? | Open Subtitles | هل تظنين أنكِ بحاجة للتحدث مع شخص محترف؟ |
Üniversiteye gidip fırtına takipçileriyle konuşacağız. | Open Subtitles | إلى الجامعة للتحدث مع بعض مطاردي العواصف |
Dr. Hurley, Dr. Mannus'la konuşmalıyım. - Buna hayır demiştim. | Open Subtitles | دكتور هورلي أحتاج للتحدث مع الدكتوره مانوس |
Haydi. İkisinin konuşacak çok şeyi olmalı. | Open Subtitles | هيّا بنا يجب أن نترك هذين للتحدث مع بعضهما |
Dur bir dakika. Gidip, şu kızla konuşalım. Tamam mı? | Open Subtitles | انتظر لحظة دعنا نذهب للتحدث مع هذه الفتاة, صحيح ؟ |
Gregory'nin babasıyla konuşmamız lazım, bizden ne sakladığını bulmamız gerek. | Open Subtitles | نحتاج للتحدث مع والد غريغوري ونكتشف ماذا يخفي عنا ايضا |