Bu, kendini ifade etmek için eline geçen ilk fırsat. | Open Subtitles | وإنما هذه أول فرصة تحظين بها للتعبير عن نفسك بحق. |
Bu yüzden her şeyi doğru dürüst ifade etmek bana zor geliyor. | Open Subtitles | .. ولذلك فمن الصعب بالنسبة لي للتعبير عن كل شيء بشكل صحيح. |
Hangi resmi ifade, bu boktan meselenin trajik gülünçlüğünü özetleyebilir ki? | Open Subtitles | إعلان رسمي للتعبير عن عدم وجود؟ منطق الوضع المأساوي في الاصابة |
Saygımızı göstermeye geldik. Umarım alınmazsınız. | Open Subtitles | تعال للتعبير عن إحترامنا رجوت أن لا تفكرون |
Gördüğünüz gibi, parmaklıklar ardında çocuklarını ne kadar özlediğini ve sevdiğini göstermek için yapabileceği fazla şey yok. | TED | ترون، لم يمتلك الكثير ليقدمه وراء القضبان للتعبير عن اشتياقه وحبه لأطفاله. |
Ve bu ufak noktalar, bunlar bir çeşit sesleri temsil ediyor, ki bu sesler, sesleri ifade etmenin insani ve liric bir yoldan değil. | TED | وهذه النقاط الصغيرة ، انها تمثل نوع من الصوت ليس ملفوظا ، وليس بطريقة غنائية للتعبير عن الصوت. |
Ve bu ortak yanlarımızdan birisi de gerçekten çok ihtiyacımız olan kendimizi ifade etmedir. | TED | وأعتقد أن أحد الأشياء التي نشترك فيها هي الحوجة الماسة للتعبير عن أنفسنا. |
Dördüncüsü: Keşke kendimi gerçekten istediğim gibi ifade edecek cesareti kendimde bulabilseydim. | TED | الرابع: أتمنى لو أنها كانت لدي الشجاعة للتعبير عن ذاتي. |
Peki, avatarlar kendimizi ifade etmemiz için olabileceğimiz en destansı, en ideal halimizi yansıtmamız için bir yol. | TED | حسناً، الصور الرمزية هي طريقة للتعبير عن أنفسنا الحقيقية، الأكثر بطولة، والنسخة المثالية مما قد نصبح عليه. |
kendimizi ifade etmenin bir yoludur, ayrıca kendi değerimizi ve kim olduğumuzu bulmamıza da yardımcı olur. | TED | هي طريقة للتعبير عن الذات بالتأكيد، لكنها تساعدنا أيضًا على معرفة قيمتنا واكتشاف هويتنا. |
İkincisi, benim gibi bir çok genç kadın düşüncelerini ifade etmek için onu çok az kullanıyorlar. | TED | وثانيًا أن أكثر الشابات مثلي بالكاد يستعملنها للتعبير عن آرائهن. |
Bu eylem birimlerinden 45 tane kadarına sahibiz ve yüzlerce duyguyu ifade etmek için bir araya gelirler. | TED | لدينا حوالي 45 حركة كوحدات قياس، نجمع بينها للتعبير على المئات من المشاعر. |
kendimizi ifade etme telaşında, iletişimin iki yönlü bir kanal olduğunu unutmak kolaydır. | TED | في الاندفاع للتعبير عن أنفسنا، فإنه من السهل أن ننسى أن التواصل هو طريق ذو اتجاهين. |
Kendinizi ifade ve işbirliği için yeni platformlar inşa ediyorsunuz. | TED | أنت تبني أطر للتعبير عن الذات والتعاون. |
Sahip olduğumuz duygunun yoğunluğunu ve güvencesizliğin getirdiği farkındalığı ifade etmek için sosyal olarak hoşa giden yollar bulmamız gerekiyor. | TED | ولكن علينا أيضًا أن نجد طرقًا مستساغة اجتماعيًّا للتعبير عن شدة عواطفنا والوعي الذي تستمده من نقاط ضعفنا. |
İşte bu yaşama isteği , hayatta kalma ve kendini ifade etme ihtiyacı, arabayla buluşuyor ve benim gibi insanları ele geçiriyor. | TED | أنه الرغبة في العيش, الرغبة للنجاة, للتعبير عن الذات, و الذي يأتي مع السيارة, و يستحوذ على أشخاص مثلي. |
Suratlarının üst tarafını kullanırlar. Duygularını kulaklarıyla ifade ederler. | TED | تستخدم القسم العلوي من وجهها للتعبير .. فترى الآذان تتحرك بصورة معبرة اكثر |
Üniforma, kişisel ifade aracınız değildir. | Open Subtitles | الزي الموحد، سادتي، ليس موضوعا للتعبير الفردي غريب الأطوار |
Eğer talihinize teşekkürlerinizi göstermeye ihtiyacınız yoksa ellerinizi indirin. | Open Subtitles | إن كنتم لا تظنون بأنكم بحاجة للتعبير عن إمتنانكم لهذه النعمة، فأخفضوا أيديكم |
Stan'ı sevdiğimi biliyorsun fakat, ona karşı beslediğim ama göstermeye enerjimin yetmediği sevgiyi göstersin diye bir dadı tuttuk. | Open Subtitles | تعرف أنني أحب ستان لكن نحن لدينا مربية لتعطيه كل ذلك الحب الذي أشعر به لكن لاطاقة عندي للتعبير عنه |
Polis, desteklerini göstermek için toplanan binlerce insanı kontrol için alanı çevirdi. | Open Subtitles | -الشرطة تحيط بالمكان لمنع دخول ألاف الزوار الذين جاءوا للتعبير عن مساندتهم |