İşkence yapmış olmak gibi. Ama burada anlamı öyle değil. | Open Subtitles | كما لو كان تعرض للتعذيب و لكنه ليس المعنى الصحيح |
Öyle olsun Solo, eğer konuşmayacaksan çok etkili işkence yöntemlerimiz var. | Open Subtitles | حسنا، سولو، ان كنت لا ترغب بالكلام لدينا طرق فعالة للتعذيب |
Birkaç saat bu şekilde devam edince işkence ediliyormuş gibi oluyor. | Open Subtitles | بعد عدة ساعات مع هذا الصوت، بدأ يشعر أنه يتعرض للتعذيب. |
Hani beni kiralık katillerin bana işkence etmesinden ve öldürmesinden kurtarmıştın ya? | Open Subtitles | أتتذكّر عندما أنقذتني من التعرّض للتعذيب والقتل من قبل قتلة شركات مأجورين؟ |
Ve çocukların günde 5 ila 15 müşteriyle ilişkiye girmeye zorlandığı genelevleri ve buralardaki çocukların karşı koydukları zaman nasıl elektrikli işkenceye uğradıklarını anlattı. | TED | وفي دار العهر يجبر الأطفال في تلقي من خمسة إلى خمسة عشر رجل في اليوم الواحد وإن قاومن، كن يتعرضن للتعذيب بالكهرباء |
Efendim o, kaçırılmış ve 8 yıl boyunca işkence görmüş bir denizciydi. | Open Subtitles | سيدي، كان مشاة البحرية الامريكية الذي اعتقل وتعرض للتعذيب لمدة ثماني سنوات. |
Medici ailesi iktidara geldiğinde, sadece konumunu kaybetmedi aynı zamanda işkence gördü ve kovuldu. | TED | عندما استولت عائلة ميديشي على السلطة، لم يفقد منصبه فقط، ولكن تعرض أيضًا للتعذيب والنفي. |
İşkence ve cinayet dürtülerini neden reddediyorsun? | Open Subtitles | لماذا تنكر انها بسبب انجذابك للتعذيب والقتل؟ |
İşkence görmüş, kalbine yakın mesafeden ateş edilmiş, kafatası baltayla yarılmış. | Open Subtitles | وقد تعرض للتعذيب , وأطلاق نار من مسافة قريبة في القلب, وجمجمته مفتوحة قسمين بفأس |
Üniteler hayvanat bahçesi gibi. Muhbirlere işkence ediliyor. | Open Subtitles | وحدة السجناء المرضى النفسيين أصبحت حديقة الحيوان والحراس يتعرضون للتعذيب |
Beş temel işkence türünden sadece birini uyguladık. | Open Subtitles | الان قد اكملنا واحده من الخمس مجموعات الاساسيه للتعذيب |
Ortadoguda yaygın olarak kullanılan bir işkence yöntemidir. | Open Subtitles | إنها طريقة شائعة في الشرق الأوسط للتعذيب |
Binlerce esir Ulusal Stadyum'da yollandı ve işkence edildi. | Open Subtitles | الاف المعتقلين سجنوا فى الأستاد الوطنى كثير منهم تعرضوا للتعذيب |
Ashley işkence öncesi tırnak yemiş olabilir mi? | Open Subtitles | ربما آشلي قضمت أظافرها قبل أن تتعرض للتعذيب |
Prior'lar bana işkence ederken | Open Subtitles | عندما كُنتُ أتعرض للتعذيب من قبل رئيس الدير |
O kadar kötü işkence görmüştü ki, hala nasıl nefes aldığına şaşırmıştım. | Open Subtitles | كان قد تعرض للتعذيب بشكل بشع لم أصدق معه بأنه لا يزال يتنفس |
Hayat boyu bir işkence seni bu hale getirir. | Open Subtitles | فتعرّضك للتعذيب طوال حياتك يحوّلك لوحش مثل ذلك |
Kaçırıldım, sonra işkence edildim, sonra derin uykuya daldım. | Open Subtitles | لقد اختطفت ، ثم تعرضت للتعذيب ثم سقطت في نوم عميق جدّاً |
Ve şu işkence odasının bir yıllık kira kontratımız var. | Open Subtitles | و لدينا عقد إيجار سنة واحدة في غرفة للتعذيب |
Bu adamlara aşırı ilaç veriyorsun ve işkenceye göz yumuyorsun. | Open Subtitles | أنت قد بالغت في إعطاء الأدوية لهؤلاء الرجال و تدير لهم ظهرك عندما يتعرضون للتعذيب. |
Kahretsin! Üç gündür eziyet çekiyoruz. Aynı fikirdeyim. | Open Subtitles | اللعنه , نحن نتعرض للتعذيب لمدة ثلاثة أيام. |