Bazı önerilerim olabilirdi-- Tanrıyı düşünmek için muhtemel yeni yollar | TED | كان لدي بعض الاقتراحات, اقتراحات عن طرق جديدة للتفكير في الرب. |
Bu nedenle bana düşünmek için ilham veren, şey, rastgele bir text bulmak için bu düşünceyi kullanırsanız anlamlı bir metinden, ama gerçek anlamı bularak hayatı yapan biyo moleküler biyoloji ile | TED | وذلك الهمني للتفكير في الامر حسناً, اذا حاولت استخدام هذه الفكرة وبدلاً اكتشاف النص العشوائي من النص ذي المعنى بدلاً من ذلك نكتشف ان هُناك معنى في الجزيئات الحيوية التي تُشكل الحياة |
Sizi, faydacılığın, etik teoriler hakkında düşünmek için doğru bir çerçeve olmadığına ikna etsem, ne kazanırım? Bir tartışmayı kazandığımızda ne kazanırız? | TED | ماذا أكسب إن أقنعتكم أن مذهب المنفعة ليس حقاً الإطار الصحيح للتفكير في النظريات الأخلاقية؟ فما الذي نجنيه عندما نكسب جدال ما؟ |
Ailenin içinde olduğu durum nedeniyle bu konuyu düşünmeye istekli görünüyorlar. | Open Subtitles | يبدو أنك ذو نية للتفكير في الأمر على ضوء الظرف العائلي |
Bunu Düşünmeme izin veremiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أسمح لنفسي للتفكير في الامر |
Sormam lazım, cerrahi müdahaleyi düşünmen için seni ne harekete geçirdi? | Open Subtitles | يجب أن أسألكِ، ماذا دفعكِ بالضبط للتفكير في إجراء الجراحة؟ |
Ona düşünmem için biraz zamana ihtiyacım olduğunu söyledim ve direkt buraya geldim. | Open Subtitles | لقد أخبرته أنّني بحاجة لبعض الوقت للتفكير في الأمر وقدمت إليكِ بعدها مباشرةً |
düşünmüyorum. Bu beyninizden insan beynini alıp, bir kavanoza koyup sonra tekrar başka hayvanların düşünme yapısını düşünmek için | TED | وليس القصد إزالة الدماغ البشري من الرأس ووضعه في جرة ثم استخدامه للتفكير في طريقة تفكير حيوان آخر. |
Ondan düşünmek için zaman alabilir misin? | Open Subtitles | يمكن لك أن تقول له كنت بحاجة الى وقت للتفكير في الامر؟ |
Hakkımda duydukların doğru, yalnızca teklifini düşünmek için zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | سمعت الحق عني. أنا فقط ، اه ، وثانيا تحتاج إلى بعض الوقت للتفكير في العرض الخاص. |
Ama düşünmek için zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | ولكنني أحتاج إلى بعض الوقت للتفكير في هذا |
Yani düşünmek için zamana ihtiyacın olduğu yalandı. | Open Subtitles | إذاً، عندما قلتي أنكِ تحتاجين وقتاً للتفكير في أمرنا، كنتي تكذبين فقط. |
Belki bunu düşünmek için biraz vakit istersin. | Open Subtitles | ربّما تريد بعض الوقت للتفكير في الموضوع؟ |
Son birkaç gün düşünmek için biraz zamanım oldu. | Open Subtitles | كان لديّ بعض الوقت للتفكير في الأيام السابقة القليلة |
Bir gün birisi hakkında ciddi olarak düşünmek için zaman olacak. | Open Subtitles | يوماً ما سيكون هنا وقت للتفكير في أحد بجدية حتى ذلك الحين |
Hepinizi, ilgilendiğiniz yenilikler, istediğiniz makineler üzerine düşünmeye ve size neler söylüyor | TED | وأنا أدعوكم جميعا للتفكير في الابتكارات المهتمّين بها، الآلات التي ترغب في الحصول عليها، |
Düşünmeme gerek yok. | Open Subtitles | ولست بحاجة للتفكير في الامر. |
Bak ne diyeceğim, geleceğini düşünmen için sana biraz zaman vereyim. | Open Subtitles | سأقول لك شيء ، لماذا لا أعطيك بعض الوقت للتفكير في مستقبلك ؟ |
Fakat aksini düşünmem için bir neden olmadığı sürece de kuşkulanacağım. | Open Subtitles | لكن حتى يكون لدي سبب للتفكير في أمر ما عليّ البقاء مشككاً مشكك؟ |
Şimdi, eğer her şey görev ile ilgili ise, daha önce söylediğin gibi görevi düşünmeliyiz ve onları etrafımızda tutmamalıyız. | Open Subtitles | الآن, إذا المهمة هي كل شيء كما تقول نحن بحاجة للتفكير في المهمة, لا يمكننا انجاز ذلك ونحن نحملهم معنا |
Evet ama bu konuyu düşünecek pek vaktim olmadı. | Open Subtitles | نعم، لم يكن لدي الكثير من الوقت للتفكير في الأمر |
Ve onu kutsal kılan şeylerden biri gelecek ya da geçmiş hakkında düşünme fırsatınızın olmamasıdır. | TED | وأحد الأشياء المقدسة حقا بخصوصه هو أنه ليس لديك أي فرصة للتفكير في المستقبل، أو الماضي. |
Ancak PTSD hakkında düşünmenin bir başka yolu daha var. | TED | ولكن هناك طريقة أخرى للتفكير في ما بعد الصدمة. |
Ne tür politikaların etkili olabileceği hakkında düşünmemiz gerekiyor. | TED | لذا نحن بحاجة للتفكير في السياسة و نوعية السياسات التي قد تكون فعالة |