Sonuçta bana Az önce, otobüse binmemi istediğini söylemedi mi? | Open Subtitles | بعد كل ذلك, ألم يخبرني للتو أنه يريد مني ذلك؟ |
Az önce fark ettim ki bu hayatım boyunca yaşadığım en güzel gündü. | Open Subtitles | لقد أكتشفت للتو أنه كان أفضل يوم فى حياتى بأكملها |
Az önce bana ailesini uyurlarken vahşice öldürdüğünü söyledi! | Open Subtitles | أخبرنى للتو أنه قتل بوحشية عائلته بأكملها وهم نائمين. |
Az önce aranızda sorun olduğunu kabul mü ettim? | Open Subtitles | لقد أعترفت للتو أنه على خلاف معك ؟ إنه سجن |
Daha Az önce hakkında endişelendiğin kadınla birlikte olduğunu söyledin. | Open Subtitles | لقد أخبرتني للتو أنه مع امرأة سببت لكِ قلقاً |
Bu ruhsuz şerefsiz Az önce bana Final Maçı'nı izlemek istediği için Mark'ın cenazesine gelmek istemediğini söyledi. | Open Subtitles | هذا الوغد عديم الأحساس أخبرني للتو أنه لا يستطيع القدوم للجنازة لأنه يريد مشاهدة المباراة النهائية |
Az önce kendisini bir tür belaya bulaştırdığı haberini aldım. | Open Subtitles | وتم إعلامي للتو أنه أوقع نفسه في متاعب جمة. |
Barry polis Az önce arabayı çekeceğini söyledi. | Open Subtitles | بالتأكيد قال الشرطي للتو أنه سيسحب السيارة يا باري |
- Az önce yapabileceğimi söyledi. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد قال للتو أنه بإمكاني لا، لم أقم بشيئ من هذا القبيل |
Az önce Gİİ'den ürünümüzün onaylanmadığı haberini almış bulunuyoruz. | Open Subtitles | أبلغتنا إدارة الغذاء والدواء للتو أنه تم رفض طلبنا |
Hayatınıza kast edilebileceğine dair bir haber aldım Az önce. | Open Subtitles | لقد تلقيت خبرا للتو أنه ربما هناك محاولة لإغتيالك |
Evet, efendim, var. Az önce teknik çalışanlarım bunu tam anlamıyla yapabilecekleri yönünde beni bilgilendirdiler, 15 dakika sürebilir... | Open Subtitles | نعم يا سيدى, فريقى التقنى اخبرونى للتو أنه كى نفعل ذلك بشكل صحيح... |
- Tebeşiri unutun. - Az önce tebeşir dedin. | Open Subtitles | انس امر الطباشير - قلت للتو أنه الطباشير - |
Az önce alerjisi var demediniz mi? | Open Subtitles | ألم تقل للتو أنه كان رد فعل تحسسي؟ |
Ve o da senin için güçlü duyguları olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ولقد قَال للتو أنه يٌكن لكِ مَشاعِر قوية |
Hayır, ona resimlerin kaldırılıp bir daha paylaşılmamasının kendisinin hayrına olduğunu ifade ettim. | Open Subtitles | لا , لقد شرحت له للتو أنه من الأفضل له أن يمسحهم وألا يظهر غيرهم. |
Ortağım bana yalnızca onun bir ilişkisi olduğunu söyledi, ...ve ben bunun doğru olmadığına testin, babanın o olmadığını kanıtlayacağına inanmak istedim. | Open Subtitles | مساعدتي قد أخبرتني للتو أنه كان يقوم بعلاقة غرامية ولم أُرد أن أصدق هذا |
Ulusal olayları ne kadar yakından takip ettiğinizi bilmiyorum, Bay Poirot ancak Almanya, ülkemizle hava kuvvetlerinde eşit olduğunu duyurdu. | Open Subtitles | لا أعرف كم أنت مطلع بالأمور الوطنية ياسيد"بوارو" و لكن ألمانيا أعلنت للتو أنه هناك تعادل بينها و بين هذة البلاد |
Onun da Yahudi olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | ولقد اكتشفت أيضاً للتو أنه يهودي |