suç anını daha iyi tasavvur edebilmek için kendimi sizin yerinize koyacağım. | Open Subtitles | والان حتى يمكننا النظر بصورة أفضل للجريمة سأقوم بوضع نفسي في مكانك |
Evet. İş derken organize suç şebekesi yürütmekten bahsediyorsunuz sanırım. | Open Subtitles | هذا صحيح، إذا كنت تعني بالأعمال إدارة هيئة للجريمة المنظمة. |
Seri katil falan mısın ya da Shuriken katili veya suç hayranı mısın? | Open Subtitles | أأنت سفاحة أو ما شابه؟ أأنت سفاحة النجمة المقذوفة، أو مؤيدة للجريمة الحقّة؟ |
Onu hayvanlara eziyetten içerde tutacağım ama cinayet için ilacın doğrulanması gerekecek. | Open Subtitles | سأبقيه بتهمة القسوة على الحيوانات ولكن بالنسبة للجريمة احتاج تأكيد على المخدرات |
— suçla savaşan bir tavşan olabilir. — Yahut cana yakın bir kaplumbağa. | Open Subtitles | يمكنه أن يكون أرنباً مُكافحاً للجريمة أو سلحفاة جديرة بالحب |
- Sanırım, Monsieur Gale, bu suçun başlayışındaki gerçeği, daha da ilginç bulacaksınız. | Open Subtitles | أعتقد انك سترى يا سيد "غايل" أن البداية الحقيقية للجريمة كانت ساحرة أكثر |
İşlenen suç ne olursa olsun, cezası da onun aynısı oluyor. | Open Subtitles | أى كانت الجريمة المُتصورة فهو يقوم بوضع عقاب مُماثل ودقيق للجريمة |
Bu sizin, ölüm cezasının suç üzerinde çok büyük caydırıcı etkisi olduğuna inananların, bir an için duraksamasına yol açacaktır. | TED | فهذا يجعلك تفكر من أن الإعدام لديه رادع قوي للجريمة. |
...adı galiba, "Hipnoz Yoluyla suç Meydana Getirme Deneyleri". | Open Subtitles | كما أعتقد .. تجارب فى التنويم المنتج للجريمة. |
Doğu Avrupa'dan Pasifiğe kadar en büyük suç şebekesini yönetiyorum. | Open Subtitles | لقد كونت أكبر موضع للجريمة من شرق أوروبا الى آخر المحيط الأطلسى |
Lucchese suç çetesinin NewJersey kanadının sorumlusudur. | Open Subtitles | هو الرئيس الثانوي لعصبة نيو جيرسي لعائلة اللوكيزي للجريمة المنظمه |
Burası henüz suç mahalli değil. | Open Subtitles | هذا ليس رسميا مسرحا للجريمة بعد هذه فكرة |
Parmak izi bırakmamışlarsa, hiç şüphesiz... cinayet aletlerini de bırakmamışlardır. | Open Subtitles | إذا كانوا لم يتركوا أية بصمات, فتأكد أنهم لم يتركوا أية اداة للجريمة. |
Adli tabip, ona cinayet silahı olmadığını söyledi. | Open Subtitles | وقال الطبيب الشرعي له لم يكن هناك أي سلاح للجريمة. |
suçla savaş biriminize çalışmaya gelmeden önce onu evlat edinen ailesini kaybettiğini de bilmelisiniz. | Open Subtitles | أنهُ فقد والديه بالتبني قبل أن يأتي للعمل في وحدتكم المكافحة للجريمة |
Eğer doğruysa suçla ilgisiz bir şey olmalı. | Open Subtitles | حسنا ان كان ذلك ما حصل فهو غير ضروري للجريمة |
İşlenen suçun özel durumundan ötürü... Bu iş için en uygun kişiyi atamaya özen gösterdik. | Open Subtitles | بسبب الطبيعة الخاصة للجريمة عينا رجلاً متخصصاً للقضية |
... aniden işsiz kaldıkları için suça yöneldiler. | Open Subtitles | و تحولوا للجريمة كنتيجة للبطالة المفاجئة، |
Şu kadar var ki, burada oyuncular kendi uydurduğum bir cinayetin peşindeler. | Open Subtitles | ان اللأعبين سوف يبحثون عن المفاتيح للجريمة التى اخترعتها |
Sen mükemmel cinayeti planlarsın ama insanlar kendi rollerini oynamaz. | Open Subtitles | تخطط للجريمة المثالية ثم الناس لا ينفذون ما خططت له |
cinayetten önceki gün sarhoşun teki eve çağırıldı. | Open Subtitles | اليوم السابق للجريمة, جاء صعلوك الى هذا المنزل. |
Kanunun, suçu itiraf eden bir suçlu için dahi temin ettiği güvenceleri, inkâr etmeden sanığın haklarını savunmuştur. | Open Subtitles | لقد دافع عن حقوق المتهم بدون أنكار تلك الضمانات التي يفرضها القانون حتى للجريمة التي تم اﻷعتراف بها |
Ama ellerine bir görüntü geçti. Anlaşılan olay anında çekilmiş. | Open Subtitles | لكنهم قد تلقوا فيلماً على ما يبدو أنه للجريمة |
Genelde kadınlar kolluk kuvvetleri tarafından vurulmalarına sebep olacak suçlar işlemedikleri için, kadınları vurma fırsatı pek elimize geçmez. | Open Subtitles | في المجمل النساء تميل للجريمة حين يتعرضون لإصابة من رجال القانون لذا لا نحصل على فرص كثيرة لقتل النساء |