İyi şans için Hristiyan alemindeki en kutsal emanetlerden birini taşıyordu: Meryem Ana'ya ait olan örtü. | TED | للحظ الجيد حمل واحدة من أقدس الآثار في العالم المسيحي: الحجاب الذي كان ينتمي إلى مريم العذراء. |
İyi şans için üfle bakalım. | Open Subtitles | حبيبتي , انفخي على هذه للحظ الجيد لي , حسناً |
Nasıl İngiltere'den başlayıp aynı yıl içinde tüm dünyayı dolaşan alıcısına iyi şans getiren bir zincirleme mektubu* cevaplamazsın? | Open Subtitles | انها رسالة للحظ الجيد كُــتبت في انكلترا ولفت كل دول العالم فكيف لم تردي على هذه الرسالة |
Babamın uğur parası bu. | Open Subtitles | إنها قطعة أبي للحظ الجيد |
Japonların uğur simgesi. | Open Subtitles | انه رمز ياباني للحظ الجيد |
- İyi şans getirir derler. | Open Subtitles | . حسنٌ, من المفروض أن تكون للحظ الجيد |
- Şans getirsin diye verdiğini söylemişti. | Open Subtitles | أعطتني إياها للحظ الجيد, بالفعل حسناً |
Güzel, iyi şans anlamına gelir | Open Subtitles | حسنآ, من المفروض أن تكون للحظ الجيد |
Bunun kendisine iyi şans getirdiğini söylemişti. | Open Subtitles | قال أنها كانت نوعا ما ايقونتة للحظ ...الجيد.. |
Sizi yedi numaralı odaya vereceğim, iyi şans için. | Open Subtitles | سأضعكم بالغرفة السابعة للحظ الجيد |
Güzel. İyi şans için kafa. | Open Subtitles | جميل ضربة على الراس للحظ الجيد |
İyi şans için bir şeyler vereyim. | Open Subtitles | إليك شيء صغير للحظ الجيد |
- Kemerim. İyi şans kemerim. | Open Subtitles | -حزامي , حزامي الجالب للحظ الجيد |
İyi şans getirdiğini söyledi. | Open Subtitles | قالت بأنه تعويذة للحظ الجيد |
İyi şans için saklıyorum. | Open Subtitles | احتفظت بها للحظ الجيد |
uğur için. | Open Subtitles | إنه للحظ الجيد |
Haydi, şans getirir. | Open Subtitles | هيا إنه للحظ الجيد |
İlk şişe. şans getirir. | Open Subtitles | القنينة الأولى للحظ الجيد |
- İyi şans getirsin diye. | Open Subtitles | تعويذة للحظ الجيد |
İyi şans getirsin diye hayvan ayağı mı takıyorsun? | Open Subtitles | قدم حيوان للحظ الجيد ؟ |