Bana sorarsan demir gibi bir kadınla evlenmek için özbeöz erkek olmak lazım. | Open Subtitles | حسنا , إذا تسألني , أنه يأخذ رجل حقيقي للزواج من أمرأة قوية |
ki baştan çok sevdiğiniz birisi ile evlenmek için oldukça çekici bir iddia. | TED | وهو حجة قاهرة فعلاً للزواج من شخص تحبه جداً في المقام الأول |
O bir oğlanla evlenmek için buraya gelmiş olmalı ve o çocuk onu buraya hille ile getirip aşağıya itti.. | Open Subtitles | من المحتمل أنها جائت إلى هنا للزواج من شخص ما ويبدو أن هذا الشخص هو الذى دفعها من هنا |
Zaten günümüzde yapılabileciğini bildiğiniz birşey, kemik dokusu geliştirmek, ki bundan bir evlilik yüzüğü yapabilesiniz, sevdiğiniz insanın kemik dokusundan - gerçekten. | TED | شئ يمكن أن يصنع بالفعل هو أن تصنع أنسجة عظام لكي يمكنك صناعة خاتم للزواج من أنسجة عظام الشخص الذي تحبه نفسه |
Herşeyi bir kenara bırakıp, annemle evlenmeyi düşündün mü hiç? | Open Subtitles | هل تشعر بالندم لأنك لم تبذل مزيد من الجهد للزواج من أمي |
Anthony ve Diane, evlenmek icin hicbir baski altinda kalmadan... kendi özgür iradenizle mi geldiniz? | Open Subtitles | انتوني وديانا , هل اتيتم هنا للزواج من دون اي ضغوط من احد؟ ليسلم كل واحد منك نفسه للاخر والزواج؟ |
Her kız bir asilzade ile evlenme şansını tepmez. | Open Subtitles | ليس هناك الكثير من الفتيات يرفضن فرصة للزواج من أحد النبلاء. |
Böylece biz de ona Kuzey Yıldız ışığı taşıyan Yeo Won ile evlenmesi için baskı kuralım. | Open Subtitles | لذلك فإننا سوف ندفعه للزواج من يو وون الفتاة التي وجدناها التي تحمل طاقة النجم القطبي |
İnsanlar dedi ki, bir servetle evlenmek için iyi plan yapmıştım. | Open Subtitles | الناس يقولون أنني خططت جيدا للزواج من ثروه |
Yani lise aşkınla evlenmek için savaştan döndün çünkü öyle yapman mı gerekiyordu? | Open Subtitles | إذا أنت لم ترجع فقط من الحرب للزواج من حبيبتك من المدرسه الثانويه لانه يجب عليك هذا ؟ |
Hakir şekilde yalvararak, kızınız Lucrezia ile evlenmek için rızanızı istiyorum. | Open Subtitles | أتوسل لنيل بركتك للزواج من ابنتك لوكريزيا |
Sadece başka bir adamla evlenmek için hazır değilim. | Open Subtitles | الأمر وما فيه هو إنني لستُ مستعده للزواج من رجل آخر. |
Özellikle de kız kardeşinizle evlenmek için bu kadar çok para veren çok talipler varken. | Open Subtitles | خصوصا بأنك لديك العديد من الشقيقات للزواج من المتقدمين المستعدين للدفع اكثر |
Böyle bir dünyada, pembe çoraplar yerine siyah çoraplar giymek için, donut yerine mısır gevreği yemek için, kırsaldansa şehir içinde yaşamak için, Lolita yerine Betty'yle evlenmek için en çok nedenimiz olurdu. | TED | في عالم كهذا، سوف نملك سببًا أقوى لارتداء الجوارب السوداء بدلًا عن الوردية، لأكل الحبوب بدلًا عن الكعك المحلى، للعيش في المدينة بدلًا من الريف، للزواج من بيتي بدلًا عن لوليتا. |
Onunla evlenmeyi hiç düşünmedim, ama sen Bruno'yla evlenmek için her şeyi yaptın. | Open Subtitles | لم أكن أنوي الزواج منها, لكنّكِ كنتِ تخططين دائمًا للزواج من "برونو". |
Karım Linda bunun 6 farklı evlilik teklifi almaya benzediği şakasını yaptı. | TED | ليندا .. زوجتي قالت.. ان هذا يبدو وكأنك تتقدم للزواج من 6 رجال |
Size başka bir evlilik teklifinin daha yapılacağının kesin olmadığını da göz önünde bulundurmalısınız. | Open Subtitles | وخذى فى الأعتبار أن عرضا كهذا للزواج من الصعب أن يعرض عليكى ثانية |
Planların, sırf seni ailenin şirketini ele geçirmek için isteyen o adamla evlenmeyi kapsıyorsa, delilik. | Open Subtitles | خطتك للزواج من رجل يريدك فقط حتى يتمكن من شركة عائلتك انها من الجنون |
Sizin gibi durust bir erkekle evlenmek icin can atarim... evlilik hazirliklari icin. | Open Subtitles | للزواج من رجل صادق وعادل مثلك لكنت قفزت لعمل الترتيبات اللازمة |
Francis'e gidip başka biri yapmadan Bash ile evlenme isteğimi açıklamalıyım. | Open Subtitles | لابد أن أتحدث لـ(فرانسيس) وأخبره عن عرضي للزواج من (باش)، قبل أن يخبره أحد آخر. |
Papa, Katherine ile evlenmesi için özel izin vermişti ama! | Open Subtitles | من البابا بمنحه ترخيص للزواج من كاترين |