Ülke 1 daha fazla telefona sahip ve Ülke 1'in daha uzun demiryolu hattı var. | TED | الدولة الأولى تحظى بخدمة إتصالات أوسع, فيما تحظى الدولة الثانية بنظام أوسع للسكك الحديدية. |
"Kazanılacak zaferin bağlı olduğu "demiryolu tarifelerini aksatacağı için başlattığınız savaşı durduramazsınız." | Open Subtitles | أنه لا يمكن أن يتوقف عن الحرب التي بدأها لأنه من شأنه أن يفسد الجداول الزمنية للسكك الحديدية و عليها يعتمد النصر. |
Birlikte Dog's Neck'teki demiryolu kazısına gitmeniz gerekiyormuş. | Open Subtitles | ستذهب معه إلى الحفريات في منطقة دوغنيك للسكك الحديدية |
Shackleton'ın adamlarından biri bu türde bir alanı geçmenin, bir Tren garının cam tavanı üzerinde yürümek gibi olduğunu anlatmış. | TED | واحد من رجال شاكلتون وصف عبوره لهذا النوع من التضاريس مثل المشي على السقف الزجاجي من محطة للسكك الحديدية. |
Görünen o ki, Ruslar Oder'in ilerisindeki bir demiryolunu ele geçirmişler. | Open Subtitles | على ما يبدو، الروس أستولوا على جسر للسكك الحديدية فى أودر |
Tamam, cesedi, demir yolu şantiyesinin ortasında, arabanın içinde bulduk, yani uzayda öldürülmediği ortada. | Open Subtitles | حسناً ، حسناً ، جسدها في سيارة في وسط ساحة للسكك الحديدية بكل وضوح لم تقتل في الفضاء الخارجي |
Ben olsam da, olmasam da, seni demiryoluna bağlayan bir anlaşma. | Open Subtitles | عقد ملزم "للسكك الحديدية" سواء كنت هنا أم لا. |
Çoğu insan bu yürüdüğümüz yolun demiryollarına ait olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | غالبية الناس تظن أن هذه الأرض التى نمشى عليها مِـلك للسكك الحديدية |
Mormonlar kendilerine kısa bir demiryolu inşa ediyor. | Open Subtitles | المورمون يبنون خط للسكك الحديدية خاص بهم |
Evet, bir gün ülkedeki en büyük demiryolu merkezi olacak. | Open Subtitles | أجل، يومًا ما هذا سيكون أكبر مركز للسكك الحديدية في البلاد |
Sonra da Dampier'a gitmek için büyükbabanın arazisinden demiryolu geçecek. | Open Subtitles | و بعد ذلك سوف يشغلون خطا للسكك الحديدية مباشرة خلال ممتلكات جدك للوصول الى دامبير |
demiryolu muhasebe defterleri. Devlet hesap denetimi. | Open Subtitles | كتب الحسابات للسكك الحديدية بعد المراجعة الحكومية |
Bir demiryolu işçisi malımı çalıp, kaçtı. | Open Subtitles | فر عامل للسكك الحديدية مع قطعة من الممتلكات الخاصة بي |
Sadece maket demiryolu üstünde çalışıyorduk. | Open Subtitles | إننا نصنع نموذجاً للسكك الحديدية. |
Fernandez Konsolide demiryolu Şirketine yatırım yapmıştım. | Open Subtitles | استثمرت في "بامباس دي فيرناديز" المتحدة للسكك الحديدية |
demiryolu Bölge Müdürü. | Open Subtitles | المدير الأقليمي للسكك الحديدية |
Şimdi de mart ayında arkadaşlarıyla birlikte Southwark'taki Dockhead yoksul mahallesinin SC demiryolu ve ilk tünelleri için bir geçiş olduğuna kadar verdiler. | Open Subtitles | الآن في مارس,هو و أصدقائه إتفقوا على أن العقار القديم في المرفأ في منطقة ساوثوارك سيفسح المجال أمام شركة إس أند سي للسكك الحديدية و نفقها الأول |
Bacaklarını Tren kazasında kaybettiğini söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتني أنك فقدتي أرجلك في حادث للسكك الحديدية |
Grand Central Istasyonu Sehrin Tren gari. | Open Subtitles | محطة غراند سنترال للسكك الحديدية الأساسية في المدينة |
- Berlin karışık. Görünen o ki, Ruslar Oder'in ilerisindeki bir demiryolunu ele geçirmişler. | Open Subtitles | على ما يبدو، الروس أستولوا على جسر للسكك الحديدية فى أودر |
Union Pacific demiryolunu inşa eden adam olarak anılmak. | Open Subtitles | أن أُذكر بأني الرجل الذي بنى "يونيون" باسيفك ، للسكك الحديدية. |
Buraya bir demir yolu hattı getirtebilirsek akşam üzeri tereyağımızı yayar ertesi sabah Bristol ve Londra'daki masalara kahvaltıya yollarız. | Open Subtitles | اذا استطعنا الحصول على محطة للسكك الحديدية بالقرب من هنا يُمكننا أنْ نُخضخض الزبد خلال فترة ما بعد الظهيرة و ستكون على موائد الأفطار في (لندن) و (برستبول) في الصباح التالي |
Ben olsam da, olmasam da, seni demiryoluna bağlayan bir anlaşma. | Open Subtitles | عقد ملزم "للسكك الحديدية" سواء كنت هنا أم لا. |
Çok kişi bu arazinin demiryollarına ait olduğunu sanır. | Open Subtitles | غالبية الناس تظن أن هذه الأرض التى نمشى عليها مِـلك للسكك الحديدية |