İşin aslı, işe siyah birisini almayı düşünüyorum, belki de siyah bir kadını. | Open Subtitles | الحَقيقَة هي، أنا أُفَكِرُ بتَوظيفِ رجُلٍِ أسوَدَ للعمَل ربما امرأَة سَوداء |
Ve birisinin bu duyguları ne kadar azsa uyanıp, işe gidip, iyi bir vatandaş olabilir. | Open Subtitles | و بمشاعِر أقَّل، يُمكنُ للمرء أن ينهَض و يذهَب للعمَل و يكون مواطناً صالحاً |
Gardiyanlara söylememe rağmen beni işe verdiler, numara yaptığımı düşünüyorlardı, ama yapmıyordum. | Open Subtitles | أخبرتُ الضُباط المسؤولين و أعادوني للعمَل مُجدداً لأنهُم ظنوا أني أختلقُ ذلك، و لكني لستُ كذلك |
Ben de kuralları çiğnemeye başladım, işe gitmeyi reddettim, veya yıkanmayı, böyle şeyler işte. | Open Subtitles | لِذا، بقيتُ أُخالفُ التعليمات أرفضُ الذهابَ للعمَل أو الاستحمام، و أمور من هذا القبيل |
İşe gitmek zorundayım, yani umuyorum ki bu gün burada olursun geri döndüğünde biraz desteğe ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | و يجبَ عليُ الذهاب للعمَل لذلَك متأملةَ بأنه بوسعَك البقاء بالبيتَ عندما تعاوَد |
İşe döndüğünü duymuştum. | Open Subtitles | .سمِعت أنك عُدت للعمَل مرة أخرى |
Sizi bu işe Şair bulaştırdı, onu takip ederek Müslümanlarla çalıştınız. | Open Subtitles | لقد حرّضكُم (الشاعر) على هذا اتّباعهُ للعمَل لدى المسلمين |
İşe dönmeliyim. | Open Subtitles | عليّ أن أعودَ للعمَل. |
- İşe mi gideceksin? | Open Subtitles | أستذهَب للعمَل الأن؟ |
İşe geri dönmek istiyorum. | Open Subtitles | - أُريدُ العَودَةَ للعمَل |
Onun için, işe hazır olmalarını sağlıyor. | Open Subtitles | إنّه يُجهزهم للعمَل... له. |