"للعيش في" - Traduction Arabe en Turc

    • yaşamak için
        
    • da yaşamaya
        
    • yaşamaya başlamış
        
    • taşınıp
        
    • dünyada
        
    Bunlardan niye vazgeçeyim, berbat, küçük bir kasabada takma adla yaşamak için mi? Open Subtitles الآن، لمً أريد ترك كلّ ذلك للعيش في قرية معزولة تحت اسم مستعار؟
    O akşam yemekte manevi babam bana yol gösterdi, ve beni motive edip Amerika'da yaşamak için bana bir amaç verdi. TED والدي بالتبني ألهمني الاتجاه في ذلك العشاء و حفزني و أعطاني الغاية للعيش في أميركا
    İçten içe bunun için endişeleniyor yaşamak için yaptığı şey, keskin nişancılık geçmişi. Open Subtitles كان قلقاً حول نفسه ما كان يفعله للعيش في الماضي كقناص
    Evet ancak o evi kapatıp Fransa'da yaşamaya gitti. Open Subtitles نعم ، لكنها أغلقت المنزل وذهبت للعيش في فرنسا
    Şarap, kadın, şarkılar derken birdenbire, çok fakirleşmiş ve dünyadan uzak bir ormanda yaşamaya başlamış. Open Subtitles كان يمتلك النبيذ ، النساء والاغنيات ثم ترك كل شئ واصبح راهبا ذهب للعيش في الغابة ، بدون ملابس
    New York'a taşınıp model olup hayallerimi gerçekleştirebileceğimi hissettim. TED شعرت بأني قادرة على تحقيق حلمي والانتقال للعيش في نيويورك كعارضة.
    Bu dünyada hayatta kalmanın tek mantıklı yolu kural tanımamaktır. Open Subtitles الطريقة المنطقية الوحيدة للعيش في هذ العالم هي بدون قوانين
    Belki de yaşlı tilki servetini topladı ve uzaklarda deniz manzaralı bir yerde yalnız yaşamak için kaçtı. Open Subtitles ربما جنى العجوز الماكر ثروته وذهب للعيش في مكان هادئ؟ بالقرب من البحر
    Bir terörist yaşamak için böyle bir kasabaya gelir de sanki! Open Subtitles و كأن الإرهابين سيأتون للعيش في بلدة صغيرة كهذه
    Bu şehirde yaşamak için 3 işte birden çalışmak gerektiği kimin aklına gelir ki? Open Subtitles من كان يعلم أنك تحتاج ثلاثة وظائف للعيش في المدينة ؟
    yaşamak için yaşlı dul Düşesin evine gönderildim. Open Subtitles فقد تم أرسالي للعيش في ملجاء الدوقة الارمله
    Genç bir kadın, oğluyla birlikte yaşamak için evimize geldi. Open Subtitles اتت امرأة شابة مع ابنها للعيش في منزلنا.
    10 bin yıllık karanlıkta yaşamak için çok gencim ben. Open Subtitles لا أنا صغير جدا للعيش في عشرة الآلاف سنة من الظلام
    Büyükelçi Ma'an'da yaşamak için Çin'den gelecek misafir işçiler için onaylamaların hızlandırılmasını istiyor. Open Subtitles السفير طلب مني أن أسرع في عمل التأشيرات للعمال القادمين من الصين للعيش في معان
    Dünyadaki tüm düzlüklerde, tek tip bir yumuşak vücutlu av bulunur ki açıkta yaşamak için etkili bir çözümleri var. Open Subtitles هناك نوع واحد من الطرائد الرخوة في مختلف سهول العالم لديه حلّ عجيب للعيش في العراء
    Sonra beni yaşamak için saraya davet etti ben teşekkürler ama hayır dedim,sonra önemsediğim insanlara zarar vermekle tehdit etti. Open Subtitles ثم دعوتني للعيش في بلاطها الملكي شكراً ولكن لا داعي للشكر وبعدها هددت بإيذاء الأشخاص الذين أهتم بهم
    Pekâlâ Ross, San Francisco'da yaşamaya nasıl başladın? Open Subtitles لذلك، روس، كيف أتيت للعيش في سان فرانسيسكو؟ أنت لويت ذراعي حتى قلت
    Nasıl oldu da Hong Kong'da yaşamaya başladın? Open Subtitles كيف أتيت للعيش في هونغ كونغ؟
    Şarap, kadın, şarkılar derken birdenbire, çok fakirleşmiş ve dünyadan uzak bir ormanda yaşamaya başlamış. Open Subtitles كان يمتلك النبيذ ، النساء والاغنيات ثم ترك كل شئ واصبح راهبا ذهب للعيش في الغابة ، بدون ملابس
    Bu Maharaca günün birinde tahtını küçük kardeşi Dhritarashtra'ya bırakmış ve inzivaya çekilerek ormanda yaşamaya başlamış. Open Subtitles في يوم من الايام, لقد تنازل عن العرش لــ اخيه الاصغر دارتراستير و ذهب للعيش في الغابه كــ راهب
    Yetişkinler sadece yeni bir hayata başlamak için başka bir şehre taşınıp, ailelerini terk etmezler. Open Subtitles الكبـار لا يغـادرون راحـة منـزل آبـائهم لكـي ينتقلـوا للعيش في مدينـة جديدة و يبدؤوا حيـاة خـاصة بهم ؟
    İklim değişikliği hakkında şu zamana kadar söylenenlere bakılırsa ısınan bir dünyada yaşamanın psikolojik etkilerinden bahsedildiğini neredeyse hiç duymadık. TED على الرغم من كل ما قيل عن الاحتباس الحراري فإننا لم نسمع قط ما يكفي عن التأثيرات النفسية للعيش في عالم يزداد احترارًا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus