onun yanına mı taşınıyorsun yoksa dairende mi kalacaksın? | Open Subtitles | هل ستنتقلين للعيش معه أم ستحتفظين بالشقة؟ |
Evet, böylece onun yanına taşındı ve onun biraz parası olduğu meydana çıktı. | Open Subtitles | لذا انتقلت للعيش معه وتبين انه يملك الكثير |
SEVGİLER WALTER Yanında not da var. Onunla eve çıkmamı istiyor. | Open Subtitles | إنه مرتبط بالملاحظة، يريد مني الإنتقال للعيش معه |
Bence herif çok kısa süredir tanıdığın bir hödük ve Onunla eve çıkarak aptallık ediyorsun. | Open Subtitles | لم تتعرفي عليه إلا منذ دقيقتين، وهذا يجعلكِ حمقاء لانتقالكِ للعيش معه. |
Üç yaşında onunla yaşamaya başladım, alışkınım. | Open Subtitles | لقد ذهبت للعيش معه عندما كنت بالثالثة لقد اعتدت على هذا |
Üç yaşında onunla yaşamaya başladım, alışkınım. | Open Subtitles | لقد ذهبت للعيش معه عندما كنت بالثالثة لقد اعتدت على هذا |
Alnında ölüm işaretiyle yaşamak hiç de kolay değil. | Open Subtitles | أن تكون مطلوبا للقتل ليس أمرا سهلا للعيش معه |
yanına taşınmak istemediğimi sandığı için bana kızgın. - İstemiyorsun zaten. | Open Subtitles | - انه غاضب لأنه يعتقد انني لا اود الإنتقال للعيش معه |
Biliyorsun ki onun yanına taşınmak zorunda değildin. | Open Subtitles | تعلم بأنه لم يجب عليك الإنتقال للعيش معه |
Git Nate'e onun yanına taşınacağını söyle. | Open Subtitles | إذهبي وأخبري نايت بأنك ستنتقلي للعيش معه |
Belki de bu yüzden onun yanına gitmiştir. | Open Subtitles | لربما ,من اجل ذلك ذهبت للعيش معه |
Çoktan kararını verdi. onun yanına taşınıyor. | Open Subtitles | لقد أتخذت قرارها ستنتقل للعيش معه |
Tom benden onun yanına taşınmamı istedi. | Open Subtitles | توم طلب مني الانتقال للعيش معه |
Yapman gerektiği gibi dün onun yanına taşınmış olsaydın diğer tarafta kocanla güvende olacağını da hatırlattı mı? | Open Subtitles | هل ذكّرك بأنّه لو إنتقلتِ للعيش معه في الأمس مثلما كان من المفترض عليك فعله، لكنت ستصبحين بأمان في الخارج مع حبيبك الآن؟ |
Onunla eve çıkmadığın için ölen gerçek aşkının üzüntüsünden faydalanmadı. | Open Subtitles | على شخصًا ما آخر أحببته حقاً والذي مات لإنك ما كُنت لتنتقل للعيش معه |
Onunla eve çıkıyorum. | Open Subtitles | سانتقل للعيش معه. |
Eğer yeterince kötü değilse Hendrick amca onunla yaşamaya giderken Grace'i beraberimizde getiremeyeceğimizi söyledi. | Open Subtitles | اذا كان ذلك ليس سئ كفاية , العم هندريك قال أننا لا نستطيع إحضار جريس معنا عندما نذهب للعيش معه , يجب علينا أن نعطيها بعيداً, أبي |
General Arsanov, Ilyana ve Katja'yı, Çeçenistan'da onunla yaşamaya davet etti. | Open Subtitles | ها ؟ ( جنرال (أرسانوف. (قام بدعوة (إليانا) و (كاتيا للعيش معه في "الشيشان" |
Edmon Driscoll ile birlikte yaşamak hiç de kolay bir şey değildi. | Open Subtitles | إيدموند دريسكول) ليس رجلاً سهلاً للعيش معه) |