Oldukça heyecanlıydım, sadece çok havalı bir şey yaptığımız için değil aynı zamanda gerçek ve işe yarar bir şey yapma fırsatı da elde etmiştik. | TED | لذا كنت متحمسًا جدًا، لا لأننا نقوم بشيء رائع فحسب، بل لأنه قد تكون لدينا الفرصة حقًا للقيام بشيء حقيقي وجعله نافعًا. |
Fakat eğer üzerinde çalışacak başka heyecanlı bir projeniz varsa takılı kalmak, yalnızca başka bir şey yapma fırsatıdır. | TED | ولكن إذا كان لديك مشروع آخر مثير وأكثر تحديًّا للعمل عليه، أو أن تكون عالقًا في أحدها، هي مجرد فرصة للقيام بشيء آخر. |
Ya da önem verdiğin insanlar için bir şey yapma fırsatını bulmuşken. | Open Subtitles | "أو الفرصة للقيام بشيء لطيف.." "للأشخاص في حياتك لأنك تهتم فعلاً" |
Ancak, birlikte bir şeyler planladıklarına inanmamı gerektiren bazı nedenler var. | Open Subtitles | لكن لدي سبباً يدعوني للاعتقاد أنهما يخططان سوياً للقيام بشيء ما. |
Prensip şu ki değer verdiğiniz bir ilişki bir çatışmayla zarar görüyor, bunun için bir şeyler yapmalısınız. | TED | المبدأ هو أنه لديك علاقة قيمة تفسد بالصراع وبالتالي تحتاج للقيام بشيء حيال ذلك. |
Elinde farklı bir şey yapma fırsatı var. | Open Subtitles | هذه فرصتك للقيام بشيء مُختلف أُريدكأنتأخذالطفل... |
Düşünmeden bir şey yapma vakti geldi. | Open Subtitles | حان الوقت للقيام بشيء اندفاعي |
Lyndsey ve kendin için bir şey yapma şansın varken sadece kendin için kullandın hakkını. | Open Subtitles | أتيحت الفرصة لك للقيام بشيء (لك و (ليندزى وبدلاً من ذلك قمت بشيء لك |
Ve kalbimizi fırsatlara açtğımız zaman, fırsatlar bizi bir şeyler yapmaya davet eder ve bu da üçüncüsü. | TED | وعندما نفتح قلوبنا لهذه الفرص، تدعونا الفرص للقيام بشيء ما، وهذه هي النقطة الثالثة. |
Yine de beraberce bir şeyler planladıklarına inanıyorum. | Open Subtitles | لكن لدي سبباً يدعوني للاعتقاد أنهما يخططان سوياً للقيام بشيء ما. |
bir şeyler biliyor. Yerinde duramıyor. | Open Subtitles | إنه يعرف شيئًا ما إنه يتأهب للقيام بشيء ما |
Um... Doğum günün için bu akşama eğlenceli bir şeyler planladın mı? | Open Subtitles | هل خططت للقيام بشيء للتسلية في عيد ميلادك اليوم؟ |
Gerçekten aptalca bir şeyler yapabilecek kadar hassastım. | Open Subtitles | كنت ضعيفة بما فيه الكفاية للقيام بشيء غبي حقاً |