topluma sunacağınız bir yeteneğiniz olduğunu ve onlara hizmet edeceğinizi göstermek zorundasınız. | TED | يجب عليك إثبات أن لديك مهارة تستطيع تقديمها للمجتمع وتقدم خدمة للمجتمع |
Brenda Palms-Farber,sabıkalıların yeniden topluma... ...katılmalarına yardım etmek ve tekrar hapse... ...girmelerini engellemek için işe alınmıştı. | TED | وظفت بريندا بالمز فاربر لمساعدة المدانين السابقين الدخول للمجتمع والمحافظة عليهم من العودة إلى السجن. |
Neden toplum, neyin iyi neyin kötü olduğunu dayatmak zorunda ki? | Open Subtitles | لماذا ينبغي للمجتمع أن يملي عليهما.. ماهو الصواب و ماهو الخطأ؟ |
Yaşlılara karşı davranıştaki çeşitliliğin sebeplerinden bir diğeri de toplumun kültürel değerleri. | TED | المجموعة الأخرى من الأسباب لتفاوت التعامل مع المسنين هي القيم الثقافية للمجتمع. |
Meydanın sivil halka açılabilmesi için meydanı en az bir gün temizlik gerekir. | Open Subtitles | ستحتاج ليوم على الأقل لتنظيف تلك, الساحة لتكون قابلة للتقديم مجدداً للمجتمع المدني |
ve topluma inanılmaz ölçüde yararlı olacağını düşünüyorum -- en temel teknolojiler gibi. | TED | و سيضمن منافع عظيمة للمجتمع تماماً كتكنولوجيا أساسية. |
Bu da demek oluyor ki biz topluma kişiselleştirmenin bir sonraki neslini sunabiliriz. | TED | مما يعني ان بامكاننا الان ان نقدم للمجتمع الجيل الجديد من التخصيص |
Bir İngiliz annenin çay bardağında içtiği şeyin aslında bir canavar çorbası olduğunu anladığı anda topluma neler olduğunu düşünün, öyle uzaklarda da değil. Bu görsel Londra'dan. | TED | تخيل ماحدث للمجتمع حينما أدرك أن الأم الانجليزية و في فنجان شايها كانت في الواقع تشرب حساء مليئا بالجراثيم. ليس ببعيد عن هنا. هذه كانت في لندن. |
Bir hikayeci olarak, topluma geri dönüş yapmayı seviyorum. | TED | كراو للقصة، أريد أن أرد الجميل للمجتمع. |
İçeri konulan bu gençlerin kurtarılmasına yönelik bir plan olmadığı müddetçe, neredeyse hepsi topluma eski hâlleriyle geri döner. | TED | وبسبب عدم وجود أية خطة لإعادة إدماج هؤلاء الشباب، نجد أنهم يعودون للمجتمع بلا شيء. |
Hepsinin ötesinde, topluma bir şeyler katmak istiyoruz ve bu tutumsuz strateji ve yayılmayla baş etmeliyiz. Ama hiçbir zaman topluma bunlardan bahsetmiyoruz. | TED | أولا، نريد توفير أشياء للمجتمع وأن نأتي بهذه الاستراتيجيات المبالغ فيها، ولكن لا نخبر المجتمعات عنها أبدا. |
toplum hizmetimi tamamlayabilmek için kaç defa daha senin işlerini yapmak zorunda kalacağım? | Open Subtitles | كم مرة علي أن أقوم بخدمتك قبل أن أسدد ديني الشهير للمجتمع ؟ |
toplum için tehlike oluşturan hedefleri, bulur, yakalar ve öldürür. | Open Subtitles | إنه يتعرف ، يُطارد ويقتل أهداف يراهم غير صالحين للمجتمع |
Dolayısıyla, ortaya çıkıyor ki, daha az kazanmanın ve övülmenin avantajları vardır-- en azından toplum için. | TED | لذا تبين ان الاجور الاقل .. والتقدير الادنى لاعمالنا .. له جانباً إيجابياً للمجتمع على الأقل |
Siyaset sınırlı bir alandır; en önemli mesele toplumun ahlaki yapısıdır. | TED | السياسات هي مجال مقيد؛ ما يهم حقا هو الطبيعة الأخلاقية للمجتمع. |
Güvenecekleri biri lâzım bana toplumun önde gelenlerinden biri onlara örnek olacak biri. | Open Subtitles | عليّ فقط أن أجد شخص يتطلع الناس إليه قائد للمجتمع يظهر لهم المثال |
İnsanlar için bahçeler ve açık alanlar var, hemen hemen her ünite kendine ait özel bir bahçeye sahip ve her yerde halka açık alanlar var. | TED | هناك حدائق واماكن مفتوحة للمجتمع. تقريبا كل وحدة بحديقتها الخاصة وفضاء مجتمعي حولها. |
Eğer kasabadaki tek doktor olmasaydım, sosyal hayata vaktim olurdu. | Open Subtitles | ، لو لم أكن الطبيب الوحيد في المقاطعة سيكون لدي وقت للمجتمع ، سيدتي |
halk bay Talbet için gerekeni yapar. Saygılarımla, General Cross | Open Subtitles | المحكمة سوف تعرف اهمية السيد تالبت للمجتمع مؤسسة الصليب العامة |
İşlerin nasıl yürüdüğünü anlamak istiyorlar ve bunu grup hâlinde yapmak istiyorlar, tıpkı topluluğa dersler sunmak için malzemelerimizi kullanan Washington D.C.'deki hackerlar gibi. | TED | يرغبون في معرفة كيفية عمل الأشياء، ويريدون أن يعملوها في مجموعات، مثل نادي القراصنة هذا في واشنطن، العاصمة، الذي يستخدم موادنا لتقديم دورات للمجتمع. |
Çocuğa bakınca sosyopat bir kişilik ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | سجن الأولاد يفترض أن شخصيته معادية للمجتمع |
Şu an kızı halkın içine sokmanın pek iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد بأنها فكرة جيدة بأن نُرجع هذهِ الفتاة الأن للمجتمع المُتحضر |
Ben benimkini paylaştım. Ama sen siyah toplumuna hiçbir şey vermedin. | Open Subtitles | لقد شاركتُ تعويضي ورغم ذلك لم تُرجع أي شئ للمجتمع |
Geçen yıl antisosyal davranışların ekonomik etkisi, tam 9 trilyon dolardı. | Open Subtitles | العام الماضي التكلفة الاقتصادية للسلوك المُعادي للمجتمع كانت 9 مليارات دولار |
Rus Toplumu için evde kalmış bir kızım ve evlenmek için hepten ümitsizim. | TED | بالنسبة للمجتمع الروسي أنا خادمة قديمة وميئوس جدا من زواجها. |
Babamın oteline gideceğiz, mirası alana kadar kafamızı eğeceğiz ve sonra geri gelip sosyeteye gireceğiz. | Open Subtitles | سنذهبإلىفندقأبي ، نختبىءقليلاحتىنحصلعلىورثنا ، و ثم نعود للمجتمع. |
Ancak, Kakuma'da bulunan topluluk hissi ve buradaki herkesin sahip olduğu gurur tek kelimeyle eşsizdi. | TED | ولكن الإحساس بالانتماء للمجتمع في كاكوما والكبرياء الذي يملكه الجميع هنا هو بكل بساطة لا نظير له. |
Mahkûm insanların, topluma geri girmeden önce bu becerilere sahip olması gerek. | TED | فالأشخاص المسجونون يحتاجون لهذه المهارات الحياتية قبل العودة للمجتمع. |