| Bütün şöförlerimi takip ederim. uyuşturucu ya da alkole sıfır tolerans. | Open Subtitles | أنا أفحص جميع السائقين و لا تسامح مطلقاً للمخدرات أو الكحول |
| Yaptıkların aslında, yasadışı uyuşturucu bulundurmayı ve tutuklamaya karşı koymayı açıklıyor. | Open Subtitles | واقع أنك أنت يفسر الحيازة غير الشرعية للمخدرات و مقاومة الإعتقال |
| uyuşturucu kullanımın bazı uzun vadeli hasarlara yol açmış olabilir. | Open Subtitles | قد يكون استخدامك للمخدرات قد سبّب ضرراً على المدى الطويل |
| Umarım uyuşturucuya başlarsın. Banyo tuzu kullanıp kızın suratını yersin. | Open Subtitles | آمل أن تتجهوا للمخدرات ، وأريدكم أن تفعلوا حمام الملح |
| Hamile birini işe almalıydı ki, onu uyuşturucu testinden geçirebilsin. | Open Subtitles | أحتاجت ان توظف امرأة حامل حتى تقوم بأعطائها أختبار للمخدرات |
| Dün gece New York Polisi uyuşturucu taşıdığı şüphesiyle bir kamyonu alı koymuş. | Open Subtitles | كانت شاحنة يشتبه فى نقلها للمخدرات قد صادرتها شرطة نيويورك في الليلة الماضية |
| uyuşturucu baskınına katıldım, tüm kariyerinde karşılaşacağından fazla seksist ve düzeysiz yorumla yüzleştim. | Open Subtitles | وشاركت بكمين للمخدرات و إنني اتلقى تلميحات ضدي أكثر مما واجهته يوماً بعملك |
| Dolandırıcılık davalarına baktım da, medyumlar bazen uyuşturucu kullanıp fahişelik yapıyormuş. | Open Subtitles | لقد مررتُ بقضايا الإحتيال، والوسطاء يكونون أحيانًا جبهة للمخدرات أو الدعارة. |
| Ve meslekî kanaatime göre, uyuşturucu kullanman oyunculuk hayallerini terk edişinin kati sonucu. | Open Subtitles | ومن منظوري المهني أن تعاطيكِ للمخدرات هو نتيجة مباشرة لتخليكَ عن حلمكِ كممثله |
| İşim senin gibi kızları ortaya çıkarmak ve onları uyuşturucu kuryesi yapmaktı. | Open Subtitles | عملي كان مبني على التلصّص على الفتيات مثلك وتحويلهم إلى مُهربّات للمخدرات |
| Ayrıca büyük bir yasadışı uyuşturucu kaynağını ele geçirmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | و الآن أحاول أيضًا الإطاحة بمصدر رئيسي للمخدرات الغير شرعية |
| Bir kokteyl var yani bir süre sonra, uyuşturucu yok. | Open Subtitles | إنَّهُ يتناولُ مشروباً من الحينِ للآخرِ, ولكنَّهُ غيرُ متعاطٍ للمخدرات |
| Oteli uyuşturucu deposu olarak mı kullanıyor? Annemin haberi var mı? Hayır. | Open Subtitles | والآن هو يستخدم الفندق كمستودع للمخدرات هل أمي تعرف بكل هذا ؟ |
| Hatırlıyorsundur, yollarımız ayrılmadan önce uyuşturucu kullanımım oldukça şiddetli bir hal almıştı. | Open Subtitles | ،ربما تتذكر، في الأسابيع السابقة لمفترق طرقنا تعاطي للمخدرات أصبح عسيراً تماماً |
| Bir kaç gün önce öldürülen uyuşturucu satıcısı ile ilgili konuşmak istiyordum. | Open Subtitles | أريد أن أحدثه عن حقيقة أن مقتل بائعه للمخدرات منذ بضع أيام |
| En vahşi kenar mahallelerden biri olduğunu duymuştum çünkü büyük bir uyuşturucu çetesinin kontrolündeydi. | TED | سمعت انه كان احد الاعتداءت الصارخة, لانه كان يتحكم فيه اكبر احتكر للمخدرات. |
| Bu ikiyüzlülük beni rahatsız etti, bu yüzden doktora tezimi uluslararası uyuşturucu kontrolü üzerine yazdım. | TED | هذا الرياء بقي يزعجني ولذلك كتبت أطروحة الدكتوراة عن المكافحة الدولية للمخدرات |
| Hayatını düzene koymak için yardım istemek yerine uyuşturucuya sarılıyor. | Open Subtitles | لا تتشاجر مع زوجها اتجهت للمخدرات بدلاً من طلب المساعدة لإدارة حياتها |
| Fakat sanat acılarını dindirmez, aksine seni uyuşturucuya yönlendirir. | Open Subtitles | لكن الفن لا يخدم بؤسك في شئ مما يقودك للمخدرات |
| Dengesiz bir genç ama bunun büyük kısmı uyuşturucular yüzünden. | Open Subtitles | إنهُ فتى مُتقلِّب، لكنَ مُعظَم ذلك نتيجةً للمخدرات |
| Toksikolojiye göre yasadışı ilaç kullanmıyor. Yasal olanları da kullanmıyor. | Open Subtitles | فحص السموم جاء سلبياً للمخدرات الشرعية و الغير شرعية |
| Narkotik baskınımı olmuş, horoz mu dövüştürüyorlarmış bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف أن كانت خاصة بتاجر للمخدرات او كانت حلبة لمصارعة الديوك |
| -Bodrumunda meth laboratuarı işlettiğinden şüpheleniyoruz da ondan. | Open Subtitles | قد تكون تدير معمل للمخدرات في قبوها دون أن ندري |
| uyuşturucudan nefret ettiğimi biliyorlar, bu nefret yüzünden ve onları sevdiğim için burada olduğumu biliyorlar. | Open Subtitles | يعرفان بأني أكره المخدرات. وأني هنا بسبب كُرهي للمخدرات وبسبب حبي لهما. |
| "Kahrolsun uyuşturucular" diye etrafta dolanıp, evde ot yetiştiren sensin. | Open Subtitles | أنتِ السيدة المعارضة للمخدرات لكنكِ كنتِ تديرين بيتاً لزراعتها |
| esrar laboratuarlarının burada, yer altında olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد ان هناك مختبر سري للمخدرات هنا تحت الارض؟ |
| Bazı insanlar alkole, bazıları uyuşturuculara bağımlıdır. | Open Subtitles | ,بعض الناس مدمنٌ للكحول ,و بعضهم للمخدرات |
| Valium, sarı haplar, kırmızılar, Kokain öğütücü, iğneler. | Open Subtitles | فاليوم، الصفراء والحمراء، طاحنة كوكايين، إبر للمخدرات |
| Avrupa uyuşturucu karteli fiyat kırıp, pazarlarını ele geçireceğimin farkındaydı. | Open Subtitles | الإتحاد الأوروبى للمخدرات يعلم أننى سوف أسطو على سوقهم عن طريق تقليل السعر |