| Yiyeceğin zamanı, uyuyacağın zamanı, Tuvalete gideceğin zamanı sana söylerler. | Open Subtitles | فهي التي تسمح لك بوقت الطعام ومواعيد النوم والذهاب للمرحاض |
| Bana yumurta ve kahve sipariş et. Tuvalete gitmem lazım. | Open Subtitles | اطلبِ لي بعض القهوة و البيض يجب أن أذهب للمرحاض |
| Gece barakamdan Tuvalete giderken beni takip eden ışıldakları hatırlıyorum. | TED | أتذكر الكشافات التي كانت تتبعني حين كنت أقضي الليل جريًا من ثكنتي للمرحاض. |
| Madem yalan, bu mumu alır... banyoya gidersin ve bunu yaparsın. | Open Subtitles | هل تعرف ماذا .. خذ الشمعه وأذهب للمرحاض و إفعلها أنت |
| Daha sonra tatlılar nihayet gelir ve bayanlar da direk Lavaboya gider. | Open Subtitles | إذًا التحلية وصلت أخيرًا والسيدات، رهن الإشارة، لينصرفن للمرحاض. |
| Uzun bir tuvalet kuyruğu küçük bir aşağılama olarak görünebilir. | TED | طابور طويل للمرحاض يبدو أنه إهانة بسيطة. |
| Gecenin bir yarısı Tuvalete ya da mutfağa gitmem gerekebilir. | Open Subtitles | لأنني قد أذهب للمرحاض أو الثلاجة بمنتصف الليل.. |
| Sen sevgilini Tuvalete götürmez misin? | Open Subtitles | تحسبا لعدم وصولى للمرحاض فى الوقت المناسب |
| - Tuvalete gitmem gerek. | Open Subtitles | أنت يجب أنت تحتاجين لرخصة للذهاب للمرحاض.. |
| Tuvalete gitmek istediğinizde kapıya vurun. | Open Subtitles | إذا أحد احتاج للمرحاض فما عليه إلا طرق الباب |
| Ayakkabılarını giyip Tuvalete git. Ne bu surat? | Open Subtitles | ارتد حذائك واذهب للمرحاض لم يبدو عليك الاستياء ؟ |
| Tuvalete gidiyorum ve geri döndüğümde öpüşme yarışmasını değerlendireceğim. | Open Subtitles | أنا ذاهب للمرحاض وعندما أعود سأحكم مسابقة القُبل |
| Charlie, hadi. Tuvalete evde gidebilirsin. | Open Subtitles | تشارلي هيا ، تستطيع الذهاب للمرحاض في البيت |
| Yine Tuvalete gitmen gerek. | Open Subtitles | لا تقول لي أنك ترغب الذهاب للمرحاض مجدداً |
| Belki Tuvalete gidince gelir. | Open Subtitles | عندما تذهبي للمرحاض ربما ستكون لديك رغبة هناك |
| Patron, Tuvalete gidebilir miyim, lütfen, gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | أيُهـا الحارس، أيُمكنني الذهـاب للمرحاض من فضلك، أريد الذهاب حقاً |
| Tuvalete bakan ve "Neden?" diyenler var. | Open Subtitles | من هؤلاء الذين ينظرون للمرحاض ويقولون لماذا |
| Anne, banyoya gidermiş gibi yapıp camdan tırmanıp dışarı çıktım. | Open Subtitles | لقد تظاهرت بأنني ذاهبة للمرحاض ثم تسلقت من النافذة |
| Lavaboya kadar yardım ederken kanaması olduğunu fark etti. | Open Subtitles | ساعدتها للذهاب للمرحاض وهناك لاحظت أنها تنزف |
| 50 dolarlık banknotları tuvalet kâğıdı olarak kullanıyorduk. | Open Subtitles | كنا نستخدم فئة الـ50 دولاراً كأوراق للمرحاض |
| İshal olsa helaya gitmek istediğini bile söylemez o. | Open Subtitles | هو لم يطلب الذهاب للمرحاض حينما أحتاج له. |