eve gelip de gitmiş olduğunu gördüğümde kalbim dondu hayatım. | Open Subtitles | فلبي تجمد عندما عذت للمنزل ولم تكوني موجودة عزيزتي |
eve geldiğimde sen yoktun. Beni öylece bırakacak mısın? | Open Subtitles | لقد عدت للمنزل ولم أجدك هل ستتخلين عني هكذا؟ |
Ama eve geldiğimde, söyleyecek bir şeyim yoksa, hiçbir şey söylemeyeceğim. | Open Subtitles | ولكن لو عدت للمنزل ولم يكن لدي شيء لأقوله، فلن اقول أي شيء |
Sonra eve gittiğinde kimse yüzünde bir damla bile yaş görmemişti. | Open Subtitles | ثم ذهبت للمنزل ولم يري احد ابداً دمعه علي وجهك. |
Paramedikler, kadını birkaç sıyrıkla eve yollamış. | Open Subtitles | أخذها المسعفين للمنزل ولم تُصب سوى ببضعة جروح |
eve gittim ve yatağa girme şansım bile olmadı. | Open Subtitles | ذهبت للمنزل ولم أحاول حتى الذهاب للسرير. |
Çok üzgünüm. eve döndüğümde yoktun. | Open Subtitles | وصلت للمنزل ولم اجدك هنا اعتقدت انك خرجت |
Sonra eve geldim, burda da yoktun. | Open Subtitles | واخبروني بأنّكِ لم تأتي وعندما عُدت للمنزل ولم أجدكِ |
Sonra eve geldim, süt bir türlü çıkmadı. | Open Subtitles | وبعدها عدت للمنزل ولم ينزل الحليب |
Doğruca eve gidecekti fakat başaramadı. | Open Subtitles | أن يذهب للمنزل ولم يصل |
eve geldiğimde gitmişti. | Open Subtitles | رجعت للمنزل ولم أجده. |
eve geri gittim ama yoktun. | Open Subtitles | عُدتُ للمنزل ولم أجدك هُناك. |
eve döndüm ve yoktun. | Open Subtitles | عدتُ للمنزل ولم اجدك هناك |
eve geldim ama burada değildin. | Open Subtitles | عدت للمنزل ولم تكوني هنا |
Frank, Vince'i eve bıraktığını ve bir daha hiç görmediğini söyledi. | Open Subtitles | فرانك) إدعى أنه أوصل (فينس) للمنزل ولم يره بعد ذلك) |