Görebildiğimiz tek şey, şuradaki küçük kırmızı çemberin içinde bulunuyor olan gezegenden 10 milyar kat daha parlak olan yıldızın parıldayan büyük görüntüsü. | TED | كل ما نراه هو صورة كبيرة مشعة للنجم يشع عشرة ملايير ضعف الكوكب والذي يفترض بأن يكون تلك الدائرة الصغيرة الحمراء. |
Gezegen oluşumu, yıldız oluşumuna bağlı bir süreç olup, yıldızın kendi gaz bulutundan ortaya çıkar. | TED | تتكون الكواكب نتيجة عمليات تصادفية لتشكيل النجم من نفس السحابة الغازية التي للنجم نفسه. |
İçe doğru büzülmeye devam ederken, doğa yıldıza bir cankurtaran halatı uzatıyor. | Open Subtitles | كما تستمر بالإنكماش للداخل الطبيعة تعطي للنجم طوق نجاة |
Bir "O" sınıfı yıldıza doğru yaklaşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نتوجه مباشرة للنجم الأزرق تقريباً 24 كتلة شمسية |
Geçen yılki film yıldızının çifte cinayet davasında kanıtlar bozulmuş, kurallar çiğnenmiş, hatalar yapılmıştı. | Open Subtitles | تلك قضية الجريمة المزدوجة للنجم السينمائي العام الماضي الأدلة المنكشفة .. |
Northern Star'ın gerçek muhabiri Bay Kipling sayesinde tutuklanmaktan kurtuldunuz. | Open Subtitles | أنتم رجال غير مقبوض عليكم شكرا لسيد كيبلينج مراسل حقيقى للنجم الشمالى |
Bunlar gökbilimciler için oldukça önemli zira patlayan bu yıldızın kimyasal geçmişine dair nihai bilgiler taşıyor. | TED | وهي مهمة جدًا للفلكيين لأنها تحمل في نهاية الأمر الإرث الكيميائي للنجم الذي انفجر. |
İnanılmazdı. Bundan çıkarabildiğimiz tek sonuç bu sistemde daha önce bir süpernova patlaması olmuş olması gerektiğiydi. Bu patlama, yıldızın atmosferine işlemiş. | TED | أمر لايصدق, خلاصة ماتوصلنا إليه كان إثباتًا لحدوث انفجار للسوبر النوفا في ذلك النظام, والذي لوث الغلاف الجوي للنجم |
yıldızın merkezi kendi içine doğru sıkışıp, milyarlarca ton ağırlıktaki malzemenin çok küçük bir hacme sıkışmasına sebep olmaktaydı. | Open Subtitles | لقد انهار مركز النجم على نفسه ملايين الملايين من المادة المكونة للنجم انسحقت أصغر وأصغر |
Helyumun yanmasıyla oluşan kavurucu sıcak yıldızın dış katmanlarının şişmesine neden olur. | Open Subtitles | الحرارة التي تتناقص تدريجيا بإحتراق الهيليوم في الواقع تسبب إنتفاخ القشرة الخارجية للنجم |
yıldızın sıcak çekirdeğinin aydınlattığı dış gaz kabuğu, dışarı atılacak. | Open Subtitles | .. وستنطلق طبقات من الغاز للخارج تُضاء من المركز الحراري للنجم |
Buna tüm yıldızın "termonükleer patlama"sı denir. | Open Subtitles | و هذا يسمى الهروب النووي الحراري للنجم بالكامل |
Bu yaşam bölgesini değiştirir... ..çünkü, şu an eğer yeterince sıcak olmasını istiyorsanız hemen yanınızdaki yıldıza sarılmanız gerekir. | Open Subtitles | هذا يقرّب نطاق الحياة لأنه لو أردت تدفئةً تكفي فعليك الاقتراب أكثر للنجم |
Bize zaman kazandırıp yıldıza gidişimizi yavaşlatır ve biz de bir yolunu buluruz. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}،سيوفّر لنا بعض الوقت، ويبطيء توجّهنا للنجم كي نتبيّن سبيلًا للخلاص من هذا. |
Navigasyona erişemiyoruz, ...ve doğrudan o yıldıza doğru gidiyoruz. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}،إنّنا محجوبون عن الملاحة ولا زلنا متوجّهون للنجم مباشرةً. |
Ve yıldızının benim alanıma girmesine izin verdim, | Open Subtitles | وسمح للنجم الخاص بك للدخول المجال الخاص بي، |
Cüce yıldızının uçuculuğuna göre ayarlamazsan kapsül kalkış sırasında patlayabilir. | Open Subtitles | إلا إذا أجريت تعديلات لأجل التقلب النسبي للنجم القزم، بعدها قد تنفجر مركبة الرحلة القمرية وسط الإقلاع. |
Bu kutup yıldızının bulunduğu noktadır. | Open Subtitles | {\1cHFFFF0}"هذا هوَ الموضع الحالي للنجم القطبي" |
Northern Star'ın muhabiriyiz, diyeceğiz. | Open Subtitles | بإخباره إننا مراسلين للنجم الشمالى |
Northern Star'ın muhabiri benim. | Open Subtitles | لأنى المراسل للنجم الشمالى |
Fakat, yiyecek ve içecekle enerjisini geri kazanan bir koşucudan farklı olarak, ölen bir yıldız için geri dönüş yoktur. | Open Subtitles | لكن بخلاف العدّاء القادر على تجديد طاقته بالطعام والسوائل لا مجال للنجم الذي يحتضر للعودة إلى الحياة |