öngörümde, tüm bunlara neden olan şeyi soruşturuyordum. | Open Subtitles | في لمحتي المستقبلية كنتُ أحقق فيما سبب كل هذا |
öngörümde onu sadece bir saniyeliğine gördüm... - ...ama o olduğuna eminim. | Open Subtitles | في لمحتي المستقبلية، رأيته لثوانٍ فقط لكنني متأكدة أنه هو |
Bilmiyorum. Ama öngörümde cesedini yedi numaralı binada bulduklarını duymuştum. | Open Subtitles | لا أعرف، لكنني سمعتهم في لمحتي يقولون أنهم وجدوا جثته في البناء السابع |
Öngörümdeki adamın öküz gibi bir boynu vardı ve et dolabı gibi kokuyordu. | Open Subtitles | الرجل في لمحتي يملك رقبة كالثور و رائحة كخزانة لحم |
Bu Öngörümdeki formül. | Open Subtitles | إنّها المعادلة من لمحتي المستقبلية |
Ama onu öngörümde gördüm. Resimlerini çizmeye başladım. | Open Subtitles | لكنّني رأيتُها في لمحتي المستقبلية و بدأتُ برسمها. |
Çünkü benim öngörümde cebimde bir 100 dolar vardı ve oraya nasıl girdiğini bir türlü anlayamıyordum. | Open Subtitles | لأنّني في لمحتي المستقبلية حصلتُ على مائة دولار في جيبي و لم أعرف أبداً كيف وصلَتْ إلى هناك |
Sanırım öngörümde çok önemli bir şeyi çözmenin eşiğindeydim ama sanırım bunun olması için senin evinde olmam gerek. | Open Subtitles | في لمحتي المستقبلية، أظنّني كنت على وشكِ اكتشاف أمرٍ مهم لكن ليحدث ذلكَ، أعتقد أنّني يجب أنْ أكون في بيتك |
Yarım saat öncesine kadar bunların öngörümde üzerimde olan şeyler olduğunu fark etmemiştim. | Open Subtitles | و فقط قبل نصف ساعةٍ، أدركتُ أنّ هذا ما كنتُ أرتديه في لمحتي المستقبلية |
öngörümde senden bir mesaj alıyordum. | Open Subtitles | في لمحتي تلقيتُ رسالة نصية منك "آسف يجب أن أقوم باتصال" |
Terapistim öngörümde içtiğim için hatırlayamadığım kısımları hatırlayabileyim diye bana bir ilaç verdi. | Open Subtitles | أعطتني... معالجتي هذا العقار لتذكر الأجزاء العالقة من لمحتي التي لم أستطع تذكرها لأنني كنتُ أشرب الكحول |
öngörümde bu sembolü gördüm. | Open Subtitles | رأيت في لمحتي المستقبلية هذا الرمز |
Bu öngörümde onu gördüğüm restoranın numarası. | Open Subtitles | إنّه... إنّه المطعم حيثُ رأيتها في لمحتي المستقبلية. |
öngörümde kendimi seni kurtarırken görmüştüm. | Open Subtitles | في لمحتي المستقبلية... . رأيتُ نفسي أنقذكِ |
Mark, öngörümde ne gördüğümü biliyorsun. | Open Subtitles | (مارك)، أنت تعرف ما الذي رأيتُه في لمحتي المستقبلية |
Ben öngörümde nasıl hissettiğimi biliyorum. | Open Subtitles | أعرف كيف شعرتُ في لمحتي |
öngörümde ofisimdeydim. Saat 10:00'du. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}في لمحتي المستقبلية، كنتُ في مكتبي و كانت الساعة العاشرة تماماً |
Dyson Frost'un çantasından çıkan projelerin üzerindeydi. Öngörümdeki formülde de vardı. | Open Subtitles | كان موجوداً على المخطّطات التي كانت مع (دايسون فروست) و في المعادلة في لمحتي |