O yüzden Atlantik City'e yalnız uçmanı istiyorum ve seninle orada buluşacağım. | Open Subtitles | لذلك أريدك أن تسافري لمدينة أتلانتيك بمفردك وعند رجوعي سأقابلكِ في المطار |
Ve 78 de şehir kodu. Saint Petersburg Şehri için. | TED | و 78 هو رمز المدينة لمدينة سانت بيترسبرغ |
Ne zaman yeni bir şehre gelsek, o da geliyor. | Open Subtitles | وفي كل مرّة ننتقل فيها لمدينة جديدة، ينتقل معنا أيضاً |
Çatışma sırasında vurulan bir Taliban askeri, NATO birlikleri Kunduz şehrine girdiğinde... | TED | مقاتل طالباني تم قتله خلال معركة حيث دخل التحالف الشمالي لمدينة كوندوز. |
Nasıl peri masalındaki bir şehir biri için önemsiz olabiliyor? | Open Subtitles | كيف يمكن لمدينة أسطورية ألا تكون ما يحبه شخص ما؟ |
Anca böyle sosyal patolojinin sorunlarını çözüp yeni şehrin gerçek umutlarına bir yön kazandırabilirim. | Open Subtitles | فقط هكذا سأستطيع معالجة مشاكل الامراض الاجتماعية وتغذية الأمل لمدينة جديدة بحق |
Bu arada, sadece Edmonton'a hiç gittin mi diye sormuştum. | Open Subtitles | لعلمك لقد كنت اسألك ان كنتي قد ذهبت لمدينة إدمونتن |
şehir hazinesinden geri kalanı kullanarak, daha zengin bir kasabaya taşınmamı ve bu parayı valiliğe seçilmek için kullanmamı öneriyorum. | Open Subtitles | اقترح إستعمال ما تبقى من أموال الخزنة أن أنتقل لمدينة مزدهرة أخرى وأترشح لأكون العمدة |
Bu rakamlar New York Şehri'ndeki altyapı rakamlarıdır. | TED | تمثل هذه الأرقام البنية التحتية لمدينة نيويورك |
Anneler günü için annemi Kansas City'ye götürmüştüm ve biriktirdiğim paraları harcamıştım. | Open Subtitles | أخذت أمي لمدينة كانساس في عيد الأم وإستخدمت ما إدخرته من مصروفي |
Dawson City için iki yolcumuz daha var anlaşılan Kuzeyin Parisi. | Open Subtitles | كما يبدو لدينا رجلان زيادة في طريقهم لمدينة داوسن باريس الشمال |
Şerif, Dodge City'nin adına leke sürdürmemeye çalışıyor. | Open Subtitles | مدير الشرطة يحاول الحفاظ على السمعة الجيدة لمدينة دودج |
Şöyle düşünün bir Şehri buldozerlemek gibi veya bir ormanı çünkü herşeyi silip süpürüyor. | TED | وفكر بها على أن تكون تحفير لمدينة أو لغابة وذلك بسبب ترتيبها |
Salt Lake Şehri. Utah. Derhal tayin. | Open Subtitles | تم نقلي لمدينة يوتا عند البحيرة المالحة للعمل فورا |
Kuzeyde, yüzlerce kilometre uzakta olması yerine Honduras'ta olabilecek bir şehre gidebilme seçeneği olurdu. | TED | سيكون هناك خيار لمدينة يمكنك الذهاب اليها والتي ستكون في الهندوراس, بدلا من الاف الاميال شمالا. |
Ve genellikle bir şehre planlama için gittiğimde, böyle bir plan üzerine çalışacağım mülkte beni bekliyor oluyor. | TED | وعادةً حينما أصل لمدينة ما لتخطيطها، فإن خطة مثل هذه تكون جاهزة بانتظاري لتطبيقها. |
Asiler, Jedi'ların yardımıyla, yakalanmaktan kurtuldular ve iyi korunan İziz şehrine sızdılar. | Open Subtitles | بمساعدة الجاداي الثوار هربوا من الاسر وتسللوا الى الحصن المنيع لمدينة ايزيس |
Bana bunu şehir için kalıcı bir eser olarak yapabileceğimi sordu, | TED | وسئلني ان اكنت استطيع ان ابني هذه كمجسم دائم لمدينة |
Bu ebatlarda bir şehrin güç gereksinimi devasa olmalı. | Open Subtitles | حسنا متطلبات الطاقة لمدينة بهذا الحجم لا بد أنها ضخمة جدا. |
İşimden ayrıldım ve bütün zamanımı ayırıp alıştırma yapmak için NewYork'a yerleştim. | TED | استقلت من ملي وانتقلت لمدينة نيويورك لأعمل بداوم كامل |
Kimseyi tanımadığın bir kasabaya gelmek zor olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه أمرً صعب، القدوم لمدينة جديدة لاتعرفُ أحد بها ؟ |
Seçmenler, Michael Bloomberg'ü New York valisi seçti. | TED | الناخبين صوّتوا لـ مايكل بلومبيرغ عمدةً لمدينة نيويورك. |
Bu harita, Hudson zamanından değil, Amerikan devriminden kalmış; 170 yıl sonra New York şehrinin işgali sırasında İngiliz askeri haritacıları çizmişler. | TED | هذه الخريطة ليست من عهد هيدسن. لكنها من عهد الثورة الأمريكية، بعد ١٧٠ سنة، رسمها رساموا الجيش البريطاني أثناء احتلالهم لمدينة نيويورك. |
Otobüs durağına gidip, kızımın kasabasına giden otobüse bineceğim. | Open Subtitles | سأذهب لمحطة الحافلات و سأستقل الحافلة المتوجهة لمدينة إبنتي |
İnsan ırkından geri kalanları Işık Şehri'ne göç ettirerek ırkı kurtarıyoruz. | Open Subtitles | وإنقاذ العرق البشري بهجرة ما تبقى منه لمدينة النور |