Kendini yanlışlıkla panik odasına kilitlemiş ve yardımımıza ihtiyacı varmış. | Open Subtitles | حبس نفسه عن طريق الخطأ في ملجأه و يحتاج لمساعدتنا |
Birkaç hafta önce bize geldi ve yardımımıza ihtiyacı var. | Open Subtitles | إنها جاءت إلى أمريكا منذ بضعة .أسابيع وإنها بحاجة لمساعدتنا |
- Bir şey değil. Sadece... Crewson'ların kızının yardıma ihtiyacı olabileceğinden endişeliyim. | Open Subtitles | لا شيء ، لكنني أخشى أن تكون تلك الفتاة في حاجة لمساعدتنا |
Bu akşamki her davranışım kendimize olan şüphelerimizi düzeltmemize yardımcı olacak,.. | Open Subtitles | كل قرار قمت بأتخاذه ألليلة مصمم لمساعدتنا لتخطي ذلك الشك بالذات |
Sağlık sigortası şirketlerinin bize yardım etmek için var olduklarına inanıyordum. | Open Subtitles | أنا دائماً كنت أعتقد أن شركات التامين كانت دائماً هناك لمساعدتنا |
Bakalım, bize yardım etmeye istekli olan orada birileri vardır belki. | Open Subtitles | دعنا نرى, لربما يوجد اشخاص هناك في الاعلى لديهم الاستعداد لمساعدتنا |
Bu adamlar yardımımıza yetişti ve bize buraya kadar rehberlik ettiler. | Open Subtitles | وهرع هؤلاء الرجال لمساعدتنا وقادونا إلى هنا |
Bu adamlar yardımımıza geldi. Bize yol gösterdiler. | Open Subtitles | وهرع هؤلاء الرجال لمساعدتنا وقادونا إلى هنا |
Biz burada yardımımıza ihtiyacı olanlara yardımımızı sunmak için buradayız, çünkü biz Kara Panterler | Open Subtitles | نحن هنا لتقديم الحماية والمساعدة لكل من يحتاج لمساعدتنا |
O öldürülmüş, yardımımıza ihtiyacı var. | Open Subtitles | لقد قُتل, ومن الواضح أنه يحتاج لمساعدتنا |
Bizim yardımımıza ihtiyaç duyan insan mahkumlar olabilir. | Open Subtitles | ربما يكون هناك أسرى بشريون بحاجة لمساعدتنا |
yardımımıza koştuğunuz için size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أعبر عن شكرنا لكم لقدومكم لمساعدتنا. |
Kabilemizden hayatta kalan ve yardıma ihtiyacı olan başka insanlar olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يوجد بعض الناجون من قبيلتنا بالخارج الذين يحتاجون لمساعدتنا |
Alışveriş merkezine giren ilk 20 olmak için yardıma ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى أشخاص لمساعدتنا لنكون أول 20 داخل المركز التجاري. |
Şurada oturan arkadaşın bize yardımcı olabilecek adamın sen olduğunu söyledi. | Open Subtitles | والآن، صديقك هنا يقول إنك الرجل المنشود لمساعدتنا في فعل ذلك |
Kendim dahil olmak üzere hepimizin ötekileştirme eğilimini ortadan kaldırmaya yardımcı olmak için. | TED | إنها تهدف لمساعدتنا جميعاً وانا أيضاً لكي نواجه الميل الى تهميش الاخرين |
Tekno yıldızların bize yardım etmek için sıralandıkları nokta burası. | TED | وهنا حيث اقترنت نجوم التقنية بالفعل لمساعدتنا. |
O her zaman bize yardım etmek için gökyüzünde olacak. | Open Subtitles | سوف يكون دائماً بالأعلى لأجلنا، لمساعدتنا. |
Yok, eve şampiyon olmamıza yardım etmeye gelmediğine karar verdim. | Open Subtitles | إرتأيتُ أنكِ لم تعودي إلى الديار .لمساعدتنا على ربح النهائيّات |
Bizim Elizabeth'imiz hakkında ne biliyorsunuz, bize onu geri almamızda yardım edecek misiniz? | Open Subtitles | ماذا تعرف عن اليزابيث الخاصة بنا, هل أنت على استعداد لمساعدتنا في ارجاعها؟ |
Bu görevde bize yardım etmesi için teknolojiyi kullanmalıyız. | TED | علينا استخدام التكنولوجيا لمساعدتنا في هذا الشأن. |
Parlementodan bize yardım edebilecek güçte biri buraya geldiğinde konuşacağım. | Open Subtitles | حينما يأتي شخص من البرلمان إلى هنا صاحب سلطة و إرادة لمساعدتنا عندها سأتكلم |
Bu insanlar bize yardım için buradalar, bunu anlamıyor musunuz? | Open Subtitles | هؤلاء الناس هنا لمساعدتنا , ألا يمكنكم إدراك ذلك ؟ |