Kendilerinin çağırdığı ve yardıma gelen bu uzay elbisesi giyinmiş bu insanlardan uzak durmaya başladılar. | TED | بدأوا بالنفور من أصحاب البذات الفضائية الذين يرونهم، كما أطقوا عليهم، الذين أتوا لمساعدتهم. |
Sanki hep en güçsüz olduğunuz, yardımlarına en çok ihtiyaç duyduğunuz anda gelirler. | Open Subtitles | غالباً ما يأتون عندما تكون في أضعف حالاتك وتكون في أمس الحاجة لمساعدتهم |
Bu şeyi nasıI idare edeceğini bilmiyorsan onların yardımına İhtiyacımız olacak. | Open Subtitles | إلا إذا كنت تعرف كيفية قيادة الغواصة سنحتاج لمساعدتهم |
Birkaç yıl önce, hayatımdaki sevdiğim bağımlılardan bazılarına bakıyor ve onlara yardım etmenin bir yolu olup olmadığını bulmaya çalışıyordum. | TED | وقبل بضع سنوات كنت أبحث عن بعض المدمنين الذين أحبهم في حياتي، وحاولت إيجاد طريقة لمساعدتهم. |
Kalplerinin derinliklerinde her ne olursa olsun onlara yardım edecek biri olacağını hissederler. | Open Subtitles | و فى الاعماق يشعرون بذلك ومهما حدث سيكون هناك شخص ما هناك لمساعدتهم |
Bu yılın başlarında, Birleşik Arap Emirlikleri bizi yardım için ülkelerinin 2050 yılına kadarki enerji stratejisini oluşturmaya davet etti. | TED | في مطلع هذا العام دعتنا حكومة الإمارات العربية لمساعدتهم في تخطيط استراتيجية الطاقة لبلدهم حتى عام 2050. |
ZOYA ZARUBİNA, SOVYET İSTİHBARATI Konferansa hazırlanmalarına yardım etmem için Tahran'a çağrıldım. | Open Subtitles | تم استدعائي الى طهران" لمساعدتهم على الإعداد للمؤتمر |
Çılgınca geliyor biliyorum, ama annemi kaçırıp... babamı yardıma zorladılar, ama bizi kurtardı. | Open Subtitles | اعرف ان هذا امرأً يبدو مجنوناً و لكنهم اختطفوا امى ايضاً ليضغطوا على ابى لمساعدتهم ولكنه انقذنا |
L onların yardıma ihtiyacı, ama beni durdurmak için çok geç olana kadar bu konuda bilemez. | Open Subtitles | أحتاج لمساعدتهم ، لكن لا يجب أن يعرفوا عن هذا قبل أن يفوت الأوان لإيقافي |
Telsiz bağlantısı kurmayı dene, neden bu kadar uzun sürdüğünü öğren yardıma ihtiyaçları olur diye bir ekibin beklemede kalmasını istiyorum. | Open Subtitles | حاولْي تَأسيس وصلة راديو وإكتشفي ما الذي أخّرهم كثيرا وأُريدُ فريق مستعد لمساعدتهم عند الحاجة |
Sanki hep en güçsüz olduğunuz, yardımlarına en çok ihtiyaç duyduğunuz anda gelirler. | Open Subtitles | غالباً ما يأتون عندما تكون في أضعف حالاتك وتكون في أمس الحاجة لمساعدتهم |
yardımlarına ihtiyacımız var! Bu kadar temelsiz suçlamalar! | Open Subtitles | نحتاج لمساعدتهم فى مثل هذه الإتهامات التى لا أساس لها |
Wayne, yardımlarına en çok ihtiyaç duyduğun insanları hukuka aykırı şekilde alıkoyuyorsun. | Open Subtitles | وين", أنت تقوم بدون إجراءات رسمية" بإحتجاز الرجال الذين تحتاج لمساعدتهم بشدة |
Kimi örümcekler hiçbir çeşit ağ örmezler ama yine de çiftleşecek eş bulmak için ipeğin yardımına ihtiyaç duyarlar. | Open Subtitles | بعض العناكب لا تنسج شباكاً من أيّ نوع، لكنهم يحتاجون الحرير لمساعدتهم بالعثور على شريك. |
Ark'ın oksijeni bitiyor ve onların yardımına muhtacız. | Open Subtitles | أصغ, هم ينفذ منهم الأوكسجين و نحن بحاجة لمساعدتهم |
İnsanlara yapacaklarını söylemek yerine, onlara yardım etmenin yollarını arıyor. | TED | وبدلأ من أن يُملي على الأشخاص ما يتعينُ القيام به، يبحث عن طرقٍ لمساعدتهم. |
Onlara yardım etmenin tek yolu, bu olayı bitirmektir. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لمساعدتهم هى أن ننهى ذلك |
Keman çalmalarına yardım edecek kadar vakitleri yok. | Open Subtitles | لا يملكون الوقت ,لمساعدتهم على تعلم الكمان |
Onları ikna etmemiz gerekmiyor ancak onlara yardım etmemiz gerekiyor. Çünkü onlar daha önce buraya hiç gelmediler. | TED | لسنا بحاجة لإقناعهم، و لكنا بحاجة لمساعدتهم لأنهم لم يصلوا إلى هذا المكان من قبل |
Ekimde kahve toplayanlara yardım için Nikaragua'ya gitmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أذهب إلى نيكاراغوا في أكتوبر، لمساعدتهم على استخراج حبوب القهوة. |
Çocuklar makalelerine yardım etmem için gelirlerdi. | Open Subtitles | كان يأتيني الكثيرون لمساعدتهم بكتاباتهم |
Başka bir yerden yardım alamazken sizler nasıI kendinizi onlara yardım etmeye zorunlu hissetmezsiniz? | Open Subtitles | لمساعدتهم حينما لايستطيعون الحصول على المساعدة في مكان أخر؟ |
Onlara, bebekleri olunca yardım edebilmek için bu satışla seni daha iyi bir duruma götürecek. | Open Subtitles | فستكوني في أفضل موقف لمساعدتهم في الطفل ، إذا قمتِ بالبيعة |
Fakir insanlar ise bilmiyor. Ve bizler onlara yardım etmek için hiçbir şey yapmıyoruz. | TED | الفقراء لا يعلمون، ونحن لا نقوم بأيّ مجهود لمساعدتهم. |
Suriye ulusunun yok edilmesine yardımcı olacak askerler gönderdiğini öğrendik. | Open Subtitles | للقتال إلى جانب النظام السوري لمساعدتهم في تدمير الشعب السوري |