Bunun yeterli olmadığını bilecek kadar iyi tanıyorum kendimi. | Open Subtitles | ولكن كنت أعرف نفسي جيدا بما فيه الكفاية لمعرفة أن هذا لا يكفي. |
O kaybedeceği ne kadar çok şey olduğunu bilecek kadar zeki. | Open Subtitles | أنت تعرف، انه ذكي بما فيه الكفاية لمعرفة أن انه حصل على الكثير ليخسره |
Doğru tanrının sizin yerinize bizi.. seçmiş olduğunu bilmek can yakıyor olmalı. | Open Subtitles | لا بد يؤلمك لمعرفة أن الرب الحقيقي الواحد قد أختارنّا بدلاً عنكم. |
- Kadınların zayıf ve aptal erkeklerin de pis domuzlar olduğunu bilmek için o saçmalıkları okumaya ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لمعرفة أن النساء غبيات وعاجزات وأن الرجال خنازير قذرة |
Yemeğinizin tam 260 kalori olduğunu bilmekten gurur duyacaksınız. | Open Subtitles | ستكون سعيدا لمعرفة أن وجبتك كلها مع الكوكتيل كانت 260 سعرا حراريا فقط |
Bunca zaman hayatta kalmanıza izin vermemin nedeni değerli Kütüphanecilerinizin tuzağıma düştüğünden emin olmaktı. | Open Subtitles | هو لأني إحتجت لمعرفة أن أمناءكم المكتبيين الغالين قد وقعوا في فخي |
Botun arkasını delmenin daha hızlı gitmesini sağlayacağını bilecek kadar çok film izledim. | Open Subtitles | و لكنني شاهدت أفلاماً بما يكفي لمعرفة أن خرق مؤخرة مركب يجعله يتحرك بشكل أسرع |
Sen bile "Ne doğrulayabilirim ne reddebilirim" ifadesinin Umman'da gizli bir görüşme olduğunu doğrulamakla aynı şey olduğunu bilecek kadar zekisin. | Open Subtitles | حتى أنت ذكي لمعرفة أن عدم التأكيد والرفض هو مثل التأكيد أن هناك لقاء سري |
Muhbirlerin ihtiyaç halinde kullanmak için büyük bir şey sakladıklarını bilecek kadar uzun süredir bu işin içindeyim. | Open Subtitles | لقد كنت في هذا المجال لفترة كافية لمعرفة أن المخبرين يتركون أهم معلوماتهم |
Aslinda, iddiama meydan okunacagini bilecek kadar uzagi görüyordu. | Open Subtitles | حسنا، كان لديها بعد نظر لمعرفة أن حقي سوف يتم الطعن فيه |
Aslında, iddiama meydan okunacağını bilecek kadar uzağı görüyordu. | Open Subtitles | حسنا، كان لديها بعد نظر لمعرفة أن حقي سوف يتم الطعن فيه |
Ama orada bir ailenin olduğunu bilmek güzel değil mi? | Open Subtitles | لكن هذا جيد لمعرفة أن يوجد شخص هناك, صحيح؟ |
Senatör'ün düşmanları olduğunu bilmek için tahmin oyunu oynamaya gerek yok. | Open Subtitles | لكن، للأسف فأنتم لا تحتاجون لأي أداة تنبئية تستخدمها الشرطة, لمعرفة أن السيناتور لديها أعداء. |
Hastalarım olduğunu bilmek seni şaşırtabilir. | Open Subtitles | حسنا، قد تفاجأي لمعرفة أن لدي مرضى. |
En yüksek ücretli çalışan olduğunu bilmek seni mutlu edecektir. | Open Subtitles | ستسر لمعرفة أن هذا أعلى أجر موظف لدينا |
Bu geçiş kartlarını elde etme konusunda tam bir usta olduğunu bilmek seni mutlu eder. | Open Subtitles | ستسعد لمعرفة أن (نيد) أصبح عضو في فرقة جمع هذه البطاقات |
Koç, McKinley'nin artık cinsiyet konusunda rahat bir okul olduğunu bilmekten mutluluk duyarsın. | Open Subtitles | أيها المدرب ستسعد لمعرفة أن ماكنلي الآن ثانوية خاضعة للمساواة |
Bunca zaman hayatta kalmanıza izin vermemin nedeni değerli Kütüphanecilerinizin tuzağıma düştüğünden emin olmaktı. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي أبقيتكم لأجله أحياء بهذا القدر هو لأني إحتجت لمعرفة أن أمناءكم المكتبيين الغالين قد وقعوا في فخي |