Yaklaşık bir mil uzunluğunda, deniz yüzeyindeki petrol gibi görünüyor. | Open Subtitles | إنها تبدو كبقع زيت زلقة قد يصل اتساعها لميل |
Lastik bir botla dalgalı denizde hız yaptın 400 mil gittin ve sadakatsiz eşini bulamayınca da geri mi döndün? | Open Subtitles | قدت زورق لميل فى مياة متلاطمة قدت 400 ميل ثم عدت ادراجك فحسب عندما لم تستطع ايجاد زوجتك الغير مخلصة ؟ |
Dağılmış şehir sularının borularını yarım mil kadar geçtikten sonra fare çocuğun izlerini takip ediyoruz. Zeki çocuk. | Open Subtitles | تمرير أنـابيب مياه مستغـلة بالمدينـة لميل ونصف |
Sen bunu Mel Gibson'un bir filmi olarak biliyor olablirsin,... ama aslında intikamla aynı anlama geliyor. | Open Subtitles | يمكن أن تعلم بأنه كان فيلما جيدا لميل جيبسون ولكنه اسم آخر للانتقام |
Ziva'nın, Mel Brooks ateşli eyer deneyimine hazır olduğuna emin değilim. | Open Subtitles | أنا لست متأكد أن زيفا مستعده للتجربه الكامله لميل بروكس و السروج المشتعله |
Sahada hiç 2 kilometre koştun mu? | Open Subtitles | هل توجب عليك من قبل ان تجرى لميل فى الميدان ؟ |
Adli tabip bir kurdun öldürdüğünü söylerse, buranın 1.5 km etrafında bir arama yapacağız ki buna sizin mülkünüz de dahil olacak. | Open Subtitles | التحقيق يقضي بأنه قتل ذئب لذا سأقوم بتمشيط المنطقة لميل واحد والتي يوجد بها أرضك |
-Bir mil boyunca atı kovaladım. | Open Subtitles | طاردت هذا الحصان اللعين لميل بأكمله |
-Bir mil boyunca atı kovaladım. | Open Subtitles | طاردت هذا الحصان اللعين لميل بأكمله |
Fazla içmeyin... en azından bir mil açılana kadar. | Open Subtitles | إشربْ بمسؤولية... حتى نبتعد لميل للخارج. |
Şu an işim falan olmayabilir ama en azından bir mil koşabiliyorum. | Open Subtitles | الآن، ربما ليس لديّ وظيفةٌ أو أي شيء ولكن... على الأقل أستطيعُ، الركض لميل كامل |
Bunları almak için bir mil uzaktaki bir adaya yüzdüm. | Open Subtitles | لقد سبحت إلى جزيرة لميل كامل من أجل هذه |
Dışarıda bir mil bile gidemezsin. | Open Subtitles | لن تنجو لميل في الخارج. |
Kötü bir Mel Gibson filminde sıkıştım sanki. | Open Subtitles | كأني محتجزة بفيلم سيى لميل جيبسون |
Kötü bir Mel Gibson filminde sıkıştım sanki. | Open Subtitles | كأني محتجزة بفيلم سيى لميل جيبسون |
Mel için bunları getirdim. | Open Subtitles | أنا فقط , جلبت هذه الأشياء من قبل لميل |
Mel lazım sana. | Open Subtitles | حقاً تحتاج لميل. |
Hava iyi olursa, onları birkaç kilometre çekeriz. | Open Subtitles | إذا كان الطقس جيداً سنسحبهم لميل أو اثنين ، وبعدها سنجلب المتبقي |
9 yaşında, Alcatraz'dan San Francisco'ya 56 derece suda 2 kilometre yüzebildiğini anladığında dünyanı değiştirmeye nasıl yaklaştığını düşün. | TED | فكر كيف كنت ستنظر إلى العالم بشكل مختلف، لو أنك اكتشفت في سن التاسعة أن بإمكانك السباحة لميل ونصف، في مياه درجة حرارتها 13 من ألكاتراز إلى سان فرانسيسكو. |
Rutubet ve karanlığın içinde 1 km. yürümüş olmalıyız. | Open Subtitles | لابد من اننا مشينا لميل في الرطوبة والظلمة |