Senin için tüm bir günümü harcamak zorunda değildim ama, değil mi? | Open Subtitles | لمْ أكن مضطرّة للتأخير نهاراً لعيناً كاملاً لفعل هذا لأجلك، أليس كذلك؟ |
Seni tehdit ettiğimde, söylediklerimde ciddi değildim. | Open Subtitles | عندما هدّدتُكِ في تلك المرّة، لمْ أكن أقصد ذلك حقاً. |
Söyledim size,oraların yakınında bile değildim. | Open Subtitles | سبق وأخبرتُكِ أنّي لمْ أكن بالقرب مِن ذلك الزقاق. |
Ne olduğumu ilk başlarda bilmiyordum. O zamanlar kesinlikle hiçbir fikrim yoktu. | Open Subtitles | لمْ أكن أعرف سابقاً أنّي ذئبة وآنذاك لمْ أكن مسيطرة على نفسي |
! Telefonlarında gözüm yoktu. Zaten geri vermeye çalıştım. | Open Subtitles | حسناً، لمْ أكن أريد هاتفهم، وحاولتُ أن أعيده. |
Bu dava, bu yolculuk konusunda sana tam olarak dürüst olmadım. | Open Subtitles | لمْ أكن صادقةً معك كلّيّاً حيال هذه القضيّة، هذه الرحلة |
Geri döndüğümüzden beri kendim olamadım. Sebebini anlamam gerekirdi. | Open Subtitles | لمْ أكن على طبيعتي منذ عودتنا وكان عليّ إدراك السبب |
Doğrusu, bir sonraki seviye için iyi değildim. | Open Subtitles | أنا فقط لمْ أكن جيد بما يكفي لألعب بالمستوى التالي |
Rıhtımda veya marinada olduğumu asla ispatlayamayacaksınız. Çünkü değildim. | Open Subtitles | لا يُمكنكِ أن تُثبتي أبداً أنّي كنتُ عند رصيف ميناء أو مرسى ما، لأنّي لمْ أكن هُناك. |
Herkes beni küçük görüyor. Ben her zaman Kraliçe değildim. Ellerimi nasıl kirleteceğimi de blilirim. | Open Subtitles | الجميع يستهين بي، لمْ أكن ملكةً طيلة الوقت و أعرف كيف أتصرّف بنفسي |
Hiçbir zaman değildim ki. Bence sen fazla eğlenceli oldun. Sorun bu. | Open Subtitles | لمْ أكن مرحًا قط, أظن بأنكِ أصبحتِ مرحةً أكثر, أعتقد هذه هي مشكلتنا. |
Tehlikede değildim. Sadece gerçeği öğrenmemi istemedin. | Open Subtitles | لمْ أكن في أيّ خطر إطلاقاً وإنّما أردتِ إبعادي عن الحقيقة |
Ben değildim. Oraya hiçbir şey saklamadım. | Open Subtitles | لمْ أكن الفاعل، لمْ أخفِ شيئًا هناك أبدًا |
Doğrusunu söylemek gerekirse, her zaman toparlanabileceğimizden emin değildim. | Open Subtitles | لأكونَ معكَ صادقة، فلطالما لمْ أكن واثقة بأن علاقتنا كانت ستنجح. |
Bilmelisin ki, Aslında bu konuşmaya ihtiyacım yoktu. | Open Subtitles | لعلمك، لمْ أكن في حاجة لهذا الكلام، حتى تعرف فحسب. |
Bunu hiçbir zaman başaramadıklarını sanıyordum. Çünkü o zamanlar senden haberim yoktu. | Open Subtitles | ظننتُ أيضاً أنّهم لن ينجحوا فيه، لأنّي لمْ أكن أعرف عنك. |
Dansın planın bir parçası olduğundan haberim yoktu. | Open Subtitles | لمْ أكن أدرك أنّ الرقص كان جزءاً من الخطة. |
Siz bana söyleyene kadar tüm bu işlere bulaştığından bile haberim yoktu. | Open Subtitles | لمْ أكن أعرف حتى أنّه كان مُتورّطاً في كلّ هذا حتى أخبرتني أنتِ. |
Rol yapmakta hiç iyi olmadım. | Open Subtitles | لمْ أكن بارعاً قطّ في الادّعاء |
Henüz gerçekleştiremediğin bir kehanet ve ben sana yeterince yardımcı olamadım. | Open Subtitles | النبوءة التي ما زال عليك إكمالها وأنا لمْ أكن داعمة بما فيه الكفاية |
İmkansız olduğunu bilmesem korkunç bir maymun gibi göründüğünü söylerdim. | Open Subtitles | لو لمْ أكن أكثر دراية لقلت أنّه بدا تماماً كالقرد |
Bak, daha çok müsait olmadığımı ve işime öncelik verdiğimi biliyorum. | Open Subtitles | اسمعي، أعلم أنّي لمْ أكن مُتاحاً لكِ أكثر، ووضعتُ عملي على قائمة إهتماماتي. |
Şaka yapmıyordum,ben takımdan çıktım. | Open Subtitles | لمْ أكن أمزح... لقد انسحبتُ من الفريق. |