daha önce hiç böyle bir işe kalkışmamış biri için müthiş ukalasın. | Open Subtitles | بالنسبة لرجل لمْ يسبق أن قام بمثل هذا الشيء، فإنّك مغرور بشدّة. |
Eğer yeteri kadar dikkatli bakarlarsa bilim adamlarının daha önce hiç görmediği şeyleri bile bulabilirler. | Open Subtitles | إذا أمعنوا البحث كفاية، فسيجدون أشياءاً لمْ يسبق حتى للعلماء رؤيتَها. |
daha önce hiç boş zamanım olmamıştı. | Open Subtitles | لمْ يسبق أن كان لديّ مثل هذا الوقت الفارغ من قبل. |
daha önce hiç böyle bir şey yapmadım. Bu kadar büyüğünü yapmadım. | Open Subtitles | لمْ يسبق أنْ فعلتُ أمراً كهذا بهذا الحجم |
daha önce hiç zemin katta oturmamıştım. | Open Subtitles | أوَتعلمان، لمْ يسبق لي العيش في الدور الأرضي من قبل. |
Dün beni aradı çünkü daha önce hiç evine gitmemiştin. | Open Subtitles | لقد إتّصلت بي لأنّه لمْ يسبق لكِ أن أتيتِ إلى منزلها مِن قبل. |
daha önce hiç kır faresi üzerinde çalışmamıştım ve etini soymak için onu buraya getirdim. | Open Subtitles | لمْ يسبق أن فحصتُ واحدة من قبل، لذا فإنّي جلبتُها لإزالة اللحم. |
daha önce hiç FBI'la görüşmemiştim. | Open Subtitles | لمْ يسبق أن تمّت مُقابلتي من قبل المباحث الفيدراليّة. |
Sonunda, evliliğimin nasıl olduğunu anlayabildim, bir şekilde seninle konuşabildim daha önce hiç kimseyle konuşamadığım şekilde. | Open Subtitles | وتمكّنتُ في الأخير من فهم زواجي، وكنتُ قادرة على التحدث معكِ بطريقة لمْ يسبق أن تحدّثتُ بها إلى أيّ شخص مِن قبل. |
daha önce hiç polis tarafından sorgulanmamıştım. | Open Subtitles | لمْ يسبق أن تمّ إستجواب من قِبل شرطة مِن قبل. |
daha önce hiç cinayet soruşturmasında çalışmadım. | Open Subtitles | لمْ يسبق لي أن عملتُ على جريمة قتل من قبل. |
Çünkü daha önce hiç ofisime gelip tutuklamalarımı sorgulamamıştın. | Open Subtitles | لأنّه لمْ يسبق أن أتيت إلى مكتبي وشكّكت في إعتقالاتي من قبل. |
daha önce hiç kir faresi üzerinde çalismamistim ve etini soymak için onu buraya getirdim. | Open Subtitles | لمْ يسبق أن فحصتُ واحدة من قبل، لذا فإنّي جلبتُها لإزالة اللحم. |
Onu daha önce hiç görmemiştim ama ona karşı çok kızgın gözüküyordu. | Open Subtitles | لمْ يسبق أن رأيتُه من قبل، لكنّه بدا غاضباً جداً منها. |
Bakın size söyledim. Bunu daha önce hiç görmedim. | Open Subtitles | اسمعا، لقد قلتُ لكما، لمْ يسبق أن رأيتُ هذا قط. |
hiç böyle bir şey görmedim. | Open Subtitles | لمْ يسبق أن رأيتُ شيئاً كهذا. |
Bana daha önce hiç böyle hitap etmemiştin. | Open Subtitles | لمْ يسبق أنْ ناديتني هكذا |
Anton'u daha önce hiç böyle görmemiştim. | Open Subtitles | لمْ يسبق أن رأيتُ (أنتون) هكذا من قبل. |
Daha önce Sly'ı hiç böyle bağırırken duymamıştım. | Open Subtitles | لمْ يسبق أن سمعتُ (سلاي) هكذا من قبل. |