Aptal herif silahı çalmaya çalıştı, başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | حاول الأحمق أخذ البندقيّة منّي. لمْ يكن لديّ أيّ خيار آخر. |
Anlaşma falan yok, tamam mı? Başka şansım yoktu. | Open Subtitles | ليس هناك إتّفاق، إتّفقنا، لمْ يكن لديّ أيّ خيار. |
Çocukken bir hayvanım bile yoktu. | Open Subtitles | لمْ يكن لديّ حتى حيوان أليف عندما كنتُ طفلاً. |
Çünkü seni bankada terk etmişti. Başsavcılığa da söyledim, ortağım yoktu. | Open Subtitles | مثلما أخبرتُ المُدّعي العام، لمْ يكن لديّ شريك. |
Evlat, sivillerin öldürülecegi konusunda en ufak bir fikrim yoktu. Hedef Irakli bir liderdi. | Open Subtitles | يا بُنيّ، لمْ يكن لديّ فكرة أنّ مدنيين سيتعرّضون للقتل، كان الهدف قائداً عراقياً. |
Lütfen anla beni. - Başka çarem yoktu. | Open Subtitles | أرجو أنْ تتفهّمي، لمْ يكن لديّ خيار. |
Ben oldu. Ama yoktu bir görüş hattı alley. | Open Subtitles | أنا، لكن لمْ يكن لديّ مجال رؤية للزقاق. |
Tek bir sorun vardı, benim param yoktu, ben de Tildy'den aldım. | Open Subtitles | إلاّ أنّه لمْ يكن لديّ أيّ أموالٍ، لذا اقترضتُ أموال من (تيلدي). |
Üstümü değiştirecek vakit de yoktu o yüzden Neal de lekeyi gizlemek için atkısını verdi. | Open Subtitles | لمْ يكن لديّ الوقت لأبدّل ثيابي فأعطاني (نيل) وشاحه لإخفاء اللطخات. |
Yani başka bir seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | لمْ يكن لديّ خيار. |
Başka şansım yoktu. | Open Subtitles | لمْ يكن لديّ أيّ خيار. |
Onun hakkında hiçbir fikrim yoktu ki. | Open Subtitles | لمْ يكن لديّ رأي حياله. |
Tom'u öldürmek için sebebim yoktu. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic} لمْ يكن لديّ أيّ سبب لقتل (توم). |
Nathan o gece oyuna gelene kadar elimde hiç kanıt yoktu. | Open Subtitles | لمْ يكن لديّ إثبات حتى جاء (ناثان) إلى اللعبة في تلك الليلة. |
Hiçbir fikrim yoktu. | Open Subtitles | .لمْ يكن لديّ علم |
Yaşamak için bir şeyim yoktu. | Open Subtitles | لمْ يكن لديّ ما يستحقّ الحياة |