Bunu hayal etmiştim ama böyle hissettireceğini hayal etmemiştim. | Open Subtitles | لقد تخيّلتُ هذا، لكن لم أتخيّل بأنّه سيكون هكذا |
Ama ben böyle hayal etmemiştim, bu şekilde olsun istemedim. | Open Subtitles | لكن لم أتخيّل بأنّ يحدث بهذه الطريقة |
Ama ben böyle hayal etmemiştim, bu şekilde olsun istemedim. | Open Subtitles | لكن لم أتخيّل بأنّ يحدث بهذه الطريقة |
Günümü böyle geçireceğimi hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أتخيّل أنّني سأقضي يومي على هذا النحو |
İntikamcı, sızlanan birisin ama kendi firmana ihanet edeceğini hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | أنت جبان وضيع متباكي لكن لم أتخيّل أنك ستخون شركتك |
Bu kadar güzel olduğunu hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أتخيّل أنه سيكون بهذه اللذة |
Cehennemin sana benzediğini hiç hayal etmemiştim. | Open Subtitles | لم أتخيّل أبداً أنّ الجحيم يبدو مثلكِ |
Geceyi böyle geçireceğimi hayal etmemiştim. | Open Subtitles | لم أتخيّل قضاء الليلة على هذه الصورة |
Batıyı hiç bu kadar ıslak hayal etmemiştim. | Open Subtitles | لم أتخيّل أن الشرق به كل هذا المطر! |
Bunu yapacak kişinin Conrad olabileceğini asla hayal etmemiştim. | Open Subtitles | (لم أتخيّل أبدًا أنّ (كونراد هو من سيفعل ذلك |
Batıyı hiç bu kadar ıslak hayal etmemiştim. | Open Subtitles | ! لم أتخيّل أن الشرق به كل هذا المطر |
Yeni bir avukat gelecek dendiğinde bunun meşhur ve benzersiz Stevie Grayson olacağını hayal etmemiştim. | Open Subtitles | عندما سمعت أنّني سأحظى بمحامٍ جديد (لم أتخيّل أبدًا أنّ أرى (ستيفي جرايسون |
Bir insanın beni tamamlayabileceğini hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أتخيّل أني سأجد إنسانة قريبة لي |
Böyle hissedeceğimi hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أتخيّل أبداً أنني سأشعر هكذا |
ama oyundan kaçacağını hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | وكان يخوض في الحديث عن الكعك والميداليات ولكني لم أتخيّل أبدًا أنه سيسّلك درب (تيربو) |
Fakat Turbo'ya bağlayacağını hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | ولكني لم أتخيّل أبدًا أنه سيسّلك درب (تيربو) |