10 farklı eyalette balık avlamama rağmen onu hiç görmedim. | Open Subtitles | أنا لم أراه أبداً و أنا أصطاد فى عشر ولايات |
Söyledim sana. Sadece 1 saat önce geldim. Onu hiç görmedim. | Open Subtitles | لقد قلت لك إننى قد جئت منذ ساعة فقط . إننى لم أراه |
Hatta bir video kaseti bile varmış ama ben onu hiç görmedim. | Open Subtitles | كشـىء لتشجيـع الفريق , أعتقد أن كان لديها فيديو مسجل خاص بها لكن لم أراه من قبل |
Boston'lu bir adam kiralamıştı. Ama aylardır onu görmedim. | Open Subtitles | رجلٌ من بوسطن، إنه مستأجرها لكن لم أراه منذ شهور |
Ben altı yaşındayken ayrıldı. O zamandan beri onu görmedim. | Open Subtitles | تركته منذ أن كان في السادسة من عُمره لم أراه قط منذ هذه الفترة |
- Onu gülerken hiç görmemiştim. - Dişleri olduğunu bile bilmiyordum. | Open Subtitles | . لم أراه يبتسم أبداً . لم أعرف أن لدية أسنان |
Fakat bu adamlar daha evvelden hiç görmediğim bir protein kodu tarafından enfeksiyon kapmışlar. | Open Subtitles | أولئك الرجال أصيبوا بغشاء من البروتين لم أراه من قبل |
Ve Chuck gülüyormuş. Ben seni gülerken hiç görmedim Grace. | Open Subtitles | حَسناً، أنني لم أراه في حياتي مبتسماً، غرايس، لَكنِّي سَأراهنك أنني أستطيع أن أصفها لك. |
Senin lanet paran hakkında hiçbirşey bilmiyorum. Parayı hiç görmedim bile | Open Subtitles | أنا لا أعرف أيّ شيء عن مالك اللعين أنا لم أراه مطلقاً |
Daha önce hiç görmedim. Ama aynı üniformadan bende de var. Öyle mi? | Open Subtitles | لم أراه من قبل لكنه يلبس ملابسنا ما هو عنوان كازوكو و المدرسة التي تذهب اليها؟ |
Onu hiç görmedim sağ ufuk çizgisinin üzerinde bir ışık gibi inmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | ولكني لم أراه قط. يفترض أن يكون علي خط الأفق حين تغرب الشمس تماماً |
Evime geldi ama onu daha önce hiç görmedim. | Open Subtitles | هو من أتى إلى منزلي ولكني لم أراه من قبل |
Böyle birisini daha önce hiç görmedim ki ben. | Open Subtitles | انا لم أراه حتى الأن ولم أمعن النظر فيه |
Evet, ona ders veriyorum, ancak saldırılardan bu yana onu görmedim. | Open Subtitles | نعم، أنا أعطي له الدروس، ولكن لم أراه منذ الهجمات |
Kefaletini ödediğimden beri onu görmedim. Onu bulursanız, bana 2 bin dolar borcu olduğunu söyleyin. | Open Subtitles | لم أراه منذ أن دفعت غرامته إن وجدتيه فأخبريه أنه يدين ليّ بألفين دولار |
Annen gittiğinden beri onu görmedim. | Open Subtitles | إننى لم أراه حين كانت أمك بالخارج |
Onu hiç görmemiştim, çünkü binanın diğer tarafında çalışıyordum. | Open Subtitles | وبالطبع أنا لم أراه من قبل كنت اعمل في الأسفل في الجهة الاخرى من المبنى |
Vay canına. Daha önce bu yönünü hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لقد رأيت جانباً في شخصيتها لم أراه من قبل |
ve yolun sonunda, Marissa'yı daha önce hiç görmediğim biriyle öpüşürken buldum. | Open Subtitles | توقفت في الممر. وماريسا تقبل رجل لم أراه من قبل |
Yaklaşık bir yıldır ne gördüm ne de haber aldım. | Open Subtitles | إسمع، لم أراه أو أسمع منه منذ أكثر من عام. |
Aynen, gözümle görmesem hayatta inanmazdım. | Open Subtitles | انت على حق لو لم أراه بنفسي لم أكن لأصدقه أبدا |
Beraat ettiğinden beri onu görmüyorum ve onunla konuşmak isterim. | Open Subtitles | لم أراه منذ أن أسقطوآ التهم عنه وكنت أريد نوعا ما التحدث أليه |
Hayır. İndiyse de görmedim. | Open Subtitles | لا , لا , أنا لم أراه |