"لم أسمح" - Traduction Arabe en Turc

    • izin vermedim
        
    • izin vermem
        
    • izin vermezsem
        
    • izin vermemiştim
        
    • son pişmanlık
        
    • izin vermediğim
        
    • izin veremezdim
        
    • izin vermeseydim
        
    Fitz bırakıp birbirimizle ilgilenmek için zaman ayırmak istedi ama ben izin vermedim.. Open Subtitles فيتز أراد الانسحاب لنحظى بشيء من الراحة ولنعتني ببعض، ولكني لم أسمح له
    Kimsenin bana fırsat yetersizliğim yüzünden bu iş için yetersiz olacağımı söylemesine izin vermedim. TED لم أسمح لأي أحد أن يقول لي أن عدم توفري على فرص كان سببًا لعدم تؤهلي لخوض السباق.
    Bana dokunmasına izin vermedim, okuldan atıldım. Open Subtitles و من الذى يذهب لرؤيته ؟ إنه خنزير ، لقد طردنى من المدرسة لأننى لم أسمح له بلمس مؤخرتى
    Ama asla şahsi düşüncelerimin mesleki davranışlarımı etkilemesine izin vermem. Open Subtitles لكنني لم أسمح للمشاعر الشخصية بالتأثير في سلوكي المهني قط
    Eğer konvoya saldırmalarına izin vermezsem sinir gazı kutularını birden fazla yerde serbest bırakacaklar. Open Subtitles لو لم أسمح لهم بالهجوم على الموكب فسوف يطلقون غاز الأعصاب من العبوات في مناطق متعددة
    Sana gitmen için daha önceden de izin vermemiştim. Şimdi fikrimi neden değiştireyim? Open Subtitles لم أسمح لك بالذهاب بالمقام الأول، لمَ أغيّر رأيي؟
    O kadar ileri gitmesine izin vermedim. Ama söylemek üzereydi. Open Subtitles حسناً.لم أسمح له بأن يتمادي ولكن كان يمكنني رؤية ما سيحدث
    Hiç bir zaman acı çekmeme izin vermedim. Open Subtitles أتعلم؟ أنا لم أسمح لنفسى أبداً بالشعور بالألم
    Evet ama eski hükümlülerin piyanonuzu getirmelerine izin vermedim. Open Subtitles كلا, لم أسمح لأي من المخادعين السابقين بتسليم البيانو خاصتك
    Hastalarımdan birisi ölüyordu ama ben buna izin vermedim. Open Subtitles حاول رجل الموت معي اليوم لكني لم أسمح له
    - İsveçli bodycinin taşınmasına izin vermedim diye mi? Open Subtitles لماذا, لأني لم أسمح بإنتقال لاعب كمال الأجسام السويدي؟
    Babam onu uzun zaman önce öldürmek istedi ama ben izin vermedim. Open Subtitles أراد والدي قتله منذ زمن طويل لكنني لم أسمح له
    O sabah da kalmaya çalıştı ama izin vermedim. Open Subtitles ‫في ذلك الصباح، حاول أيضا البقاء ‫في المنزل ولكن لم أسمح له
    Ehliyet almasına izin vermedim. Open Subtitles أتعلمين، لم أسمح له أن يحصل على رخصة سياقته
    Balmumu Sergimin bu şekilde kirletilmesine izin vermem! Open Subtitles لم أسمح بأي تدخل في معرضي لا ,يا إلهي ,لا
    Eğer konvoya saldırmalarına izin vermezsem..., ...sinir gazı kutularını birden fazla yerde serbest bırakacaklar. Open Subtitles لو لم أسمح لهم بمهاجمة الموكب فسوف يطلقون غاز الأعصاب في أماكن متعددة
    Bir gece, ördeğin kafası yokken bacağımı becermeye çalışmıştı ve ben izin vermemiştim. Open Subtitles في أحد الليالي كانت رأس البطة مقطوعة هو حاول أن يعتدي على ساقي و أنا لم أسمح له
    Ne fayda son pişmanlık Open Subtitles لن أدعك تقترب منى إن لم أسمح لك
    Hapishanedeyken annenin seni ziyaret etmesine izin vermediğim için benden ne kadar nefret ettiğin hakkında konuşmak ister misin? Open Subtitles تريد أن نتحدث عن كراهيتك لي لأنني لم أسمح لأمك أن تزورك ؟ عندما كنت بالسجن؟
    Onu kulüp açmak izin veremezdim, burada bu insanlar sağlar. Open Subtitles لم أسمح له بفتح النادي و إدخال الأشخاص إلى هنا
    Üç yıl önce o uçağa binmesine izin vermeseydim kardeşim şu an mezarda değil hapiste olurdu. Open Subtitles قبل ثلاث سنين إن لم أسمح لأخي بأن يصعد على الطائرة لكان الآن، جالساً في السجن

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus