Ayrıca, bunun özellikle zekice olduğunu düşünmedim, fakat işe yarayan birçok aktivizmin yalnızca dışa dönük aktivizm olmadığını görebiliyordum. | TED | وأيضًا، لم أعتقد أن ذلك ذكاء بوجه خاص، ولكنني أدركت أن الكثير من الأنشطة التي نجحت لم تكن أنشطة انفتاحية فحسب. |
Beraber olmadığımızdan beri bunun önemli olduğunu düşünmedim. | Open Subtitles | وحيث إننا لم نكن معاً بعد الآن، لم أعتقد أن هذا كان مهماً. |
Yeteneklerinden birinin hırsızlık olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | عرفت أنك تتمتعين بالمواهب، لكن لم أعتقد أن السرقة أحدها |
İçki içmediğine dair yemin ederdi. Wow... Böyle partilerin var olduğunu hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | ثم تقسم أنها لم تشرب لم أعتقد أن هناك حفلات بهذا الشكل |
Bay Myerson'ın karısının ölümüne neden olmak için bunu kullanacağını hiç düşünmedim. | Open Subtitles | لم أعتقد أن السيد (مايرسون) قد يستخدمه في الحقيقة ليتسبب في موتها |
İyi. Özür dilerim, bu kadar önemli olduğunu tahmin etmemiştim. | Open Subtitles | حسنأ ، لم أعتقد أن هذا أمر مهم |
Cadılar bayramı partisinin ilk randevu için uygun olmadığını düşündüm sadece. | Open Subtitles | لكنّي لم أعتقد أن حفل لعيد القدّيسين مناسب لتمضية أوَّل مواعدة. |
Önce ciddi bir şey olduğunu düşünmedim çünkü eğitmeni balinayla suda görünce | Open Subtitles | فى البداية، لم أعتقد أن هذا حقيقياً.. لأنك تري المُدرب مع الحوت فى المسبح.. |
Şey, bunun gerekli olduğunu düşünmedim. | Open Subtitles | حسناً , لم أعتقد أن ذلك كان ضرورياً |
Şey, bunun gerekli olduğunu düşünmedim. | Open Subtitles | حسناً , لم أعتقد أن ذلك كان ضرورياً |
Son görüştüğümüz anın, son görüştüğümüz an olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | ولمعلوماتكِ، لم أعتقد أن المرة الأخيرة التي رأينا فيها بعضنا ستكون آخر مرة نرى بعضنا فيها |
Evet, ama evde birinin olduğunu bilmiyordum o yüzden niye kapıyı çalayım? | Open Subtitles | نعم, ولكنني لم أعتقد أن هناك أحداً هنا فاعتقدت أني لست بحاجة لرن الجرس |
Sparky! Bunu yapacak cesaretin olduğunu bilmiyordum! | Open Subtitles | سباركي , لم أعتقد أن الأمر بداخلك |
Bunun kötü bir şey olduğunu hiç düşünmemiştim. Ta ki bunu öğrendiğinde yüzünü görene kadar. | Open Subtitles | لم أعتقد أن ذلك سيء إلى أن رأيت وجهك حين اكتشفت أنني كذلك. |
Bunun mümkün olduğunu hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أعتقد أن ذلك ممكن |
- Şaşırdım, Michelle. Burada olacağını hiç düşünmedim. | Open Subtitles | يا إلهى لم أعتقد أن تكونى هنا "(ميشيل)". |
Sayın Yargıç, Julia'da bir hastalık olduğunu hiç düşünmedim. | Open Subtitles | حضرتكما، لم أعتقد أن جوليا) مصابة بمرض). |
Bugünün geleceğini tahmin etmemiştim. | Open Subtitles | لم أعتقد أن هذا اليوم سوف يأتي |
- Sadece tahmin etmemiştim, polis şefinin böyle-- | Open Subtitles | ...أنا فقط لم أعتقد أن رئيس الشرطة سيكون |
Bunun çok önemli olmadığını düşündüm ve çok mahcup olmuştum. | Open Subtitles | لكني لم أعتقد أن الأمر مهم وكنتُ محرجة أيضًا |
Bu konuda bir şey söylemedim çünkü önemi olmadığını düşündüm. | Open Subtitles | أنا لم أقل أى شئ لأننى لم أعتقد أن الأمر يهم |