"لم أفهمه" - Traduction Arabe en Turc

• Anlamadığım
• anlamamıştım
• onu anlamadım
• hiç anlamadım
• asla anlayamadığım

Bu öğleden sonra Anlamadığım bir şey vardı, değil mi?
إذن، هناك شىء لم أفهمه بعد ظهر اليوم، أليس كذلك؟

Anlamadığım şey eğer hayvanları çok seviyorsa, neden şempanzelere zarar versin ki?
.... الذي لم أفهمه لماذا سيضر الشمبانزي إذا كان يحب الحيوانات كثيراً؟

Anlamadığım şey Mike neden bunu bana gelip söyleyecek cesaretin yoktu?
ما لم أفهمه مايك هو لماذا لم تكن لك الشجاعة للقدوم إلي و إخباري بنفسك

Ama tam olarak anlamamıştım. Eksik bir nokta vardı .
لكنّي لم أفهمه حتى الآن كان غائباً عني الكثير

Ama neden üzerinde bir şey yok, onu anlamadım.
الذي لم أفهمه لماذا لا يرتدي قميصا

Hayır demek istedim. hiç anlamadım.
أقصد , كلا لم أفهمه

İnsanlarda asla anlayamadığım bir şey bu.
هذا هو الشئ الذي لم أفهمه من هؤلاء الناس

Anlamadığım şey, onunla ne yapacak olduğun.
الشيء الّذي لم أفهمه بعد هو مالّذي كنت ستفعلـه بهـا

Anlamadığım şey, bu kadar çabuk Amerika'ya nasıl döndü.
ما لم أفهمه هو أنهما كيف عادا الى الولايات المتحده بهذه السرعة

Hala Anlamadığım çok fazla şey var ama bu da bir başlangıç.
لازال هناك الكثير لم أفهمه ولكنها البدايه

Hala Anlamadığım bir şey var.
هنالك شيء واحد لم أفهمه حتى اللحظة

Ares'in bunda parmağının olabileceğini anladım, ama Anlamadığım şey -nedeniydi-.
أعتقدت بأن " آريس " قدم ذلك لكن ما لم أفهمه هو لماذا ؟

Anlamadığım şey şu; aşçılığımla hep dalga geçersin.
هذا ما لم أفهمه أنت تسخر من طبخي

Ama Anlamadığım,videoyu senin nasıl gördüğün.
... لكن ولكن ما لم أفهمه هو كيف شاهدتِ ذلك

Anlamadığım bir şey var.
هُناك شيء لم أفهمه بعد كيف لا يُمكننا أن نستدعي"ريتلج" للإستجواب؟

İşte Anlamadığım şey de bu.
-حسناً ، لنري الآن ، هذا الجزء الذي لم أفهمه

Yirmi yaşımdayken anlamamıştım ve hala da nefret ediyorum. O yüzden hepinizin cehennemin dibine kadar yolu var.
لم أفهمه عندما كنت عشريني وبالتأكيد أكرهه الآن. لذا اذهبوا للجحيم جميعكم بلا استثناء.

O zaman, anlamamıştım. Ama şimdi anlıyorum.
لم أفهمه في ذلك الوقت ولكني افهمه الان

Daha önce anlamamıştım ama söz veriyorum bir daha asla olmayacak.
أنا لم ... أنا لم أفهمه في البداية و لكن أعدكم ...

Ben tamamen onu anlamadım... seninle tanışana kadar.
...أنا لم أفهمه بالكامل حتى قابلتك

Bu yüzden de şunu hiç anlamadım;
هذا ما لم أفهمه

Fakat burada asla anlayamadığım bir şey daha var.
ولكن هناك شيئ واحد لم أفهمه أبداً