"لم أقتله" - Traduction Arabe en Turc

• Onu ben öldürmedim
• Onu öldürmedim
• Ben yapmadım
• Onu öldürmediğimi
• onu öldürmezsem
• onu öldüremezsem
• onu öldürmediğim

Ona kimi zaman tokat atmak istemiş olabilirim ama Onu ben öldürmedim.
قد أكون فكرت بصفعه بين الحين و الأخر و لكنني لم أقتله

Mezarlıkta çalışıyordum. Ve hayır, Onu ben öldürmedim. Yani bundan sonra paramı nasılsa alamayacağım.
كنت أعمل متأخّراً في المصنع ، وكلا ، لم أقتله أعني ، لن أستعيد الآن ما هو ملكٌ لي

Vurulduğunda ben poker oynuyordum, ama Onu ben öldürmedim.
عندما أصيب كنت في لعبة بوكر، لكنني لم أقتله

Evet, evet, o heriften hefret ettim ancak Onu öldürmedim.
أجل، أجل وكرهت هذا الأحمق لذلك ولكن لم أقتله قط

Onu öldürmedim ve ailesini katletmedim eğer söylemek istediğiniz buysa.
لم أقتله و أذبح كامل عائلته, إن كان هذا مغزاكِ.

Nasıl göründüğünü biliyorum ama Tanrı'nın ve annemin üstüne yemin ederim Ben yapmadım.
أنا أعرف كيف يبدو الأمر. لكن أقسم أنّي لم أقتله.

Bak, Kinsey tam olarak benim en iyi arkadaşım değil, ve bazı durumlarda ağzını burnunu kırmak istedim ama Onu ben öldürmedim.
إنظر , كينزي لم يكن فعلياً شخص مقرب لي وأحياناً , يراودني الشعور ضرب هذا الرجل لحماقاته لكني لم أقتله

Haklısın! Cinayeti gizlemeye çalıştım ama Onu ben öldürmedim.
حسـنا كنت اريد التغطية على جريمتها ولكن لم أقتله

Boynunu kırmayı düşünmüş olabilirim ama Onu ben öldürmedim.
حسناً، ربّما قد فكرتُ في الإنتقام منه لكنني لم أقتله.

İtiraf ediyorum, belki de milyon kez babam ölsün istedim ama Onu ben öldürmedim.
أعترف, تمنيت موت والدي مليون مرة، لكنني لم أقتله.

Tanıdığım en kirli polisti ama Onu ben öldürmedim.
انهُ أقذر شرطي التقيتهُ في حياتي لكنني لم أقتله

Dinle, Onu ben öldürmedim, sadece cesedini domuzlara verdim.
اسمع ، حسناً، أنا لم أقتله. وكل ما فعلته هو أنني أطعمت جثته للخنازير.

Aslında ben Onu öldürmedim. Sadece iğne batırdım.
فى الواقع أنا لم أقتله أنا فقط طعنته بالإبره

Kendimi onun karşısında silahla buldum, Onu öldürmedim.
وجدت نفسي أقف ، و سلاحى في يدى لكنى لم أقتله

Özel ürünlerin teslim tarihlerini sürekli geciktiriyordu ama Onu öldürmedim.
لم يتوقف عن التأخر في مواعيد تسليم غرض معيّن، لكنّني لم أقتله.

Hey, Söz verdiğim gibi o sümüklü böceği hallettim. Onu öldürmedim, sakatlamadım bile.
لقد تعاملت مع ذلك الحشرة كما وعدتك لم أقتله ولم أسبب له عاهة دائمة

Elbette bazen onu ölmesini diledim ama Onu öldürmedim.
بالتأكيد,أحيانا تمنيت موته ولكني لم أقتله

- Dediğim gibi Ben yapmadım.
كما أخبرتكم من قبل ، أنا لم أقتله

İyi, iyi çünkü hepsi Onu öldürmediğimi kanıtlıyor.
جيد ، جيد لأن كل هذا يُثبتُ أني لم أقتله.

Eğer onu öldürmezsem, eğer kurtulur da damarlarında benim kanımın aktığını öğrenirse.
إذا لم أقتله وإذا عاش الروماني وأكتشف أن دمي يتدفق في عروقك

Dün gece onu öldüremezsem her şeyin biteceğini biliyordum.
"علمت أنّي ما لم أقتله ليلة أمس، فسينتهي أمري"

Silahını ben değiştirmedim ve onu öldürmediğim de gün gibi ortada.
لم استبدل مسدسه, وأنا متأكد أنني لم أقتله.