Üzgünüm, sabah duanı engellediğimin farkında değildim. | Open Subtitles | أنا متأسف، لم أُدرك أنّي كنت أقاطع صلاتك الصباحية |
Bilgisayarımdan çıkış yapmanın suç olduğunun farkında değildim. | Open Subtitles | لم أُدرك أنها جريمة -عندما أسجل خروجي من نظام كمبيوتري |
Özür dilerim. farkında değildim. | Open Subtitles | -أنا آسف للغاية, فأنا لم أُدرك هذا |
Biliyor musun, Ben bu Red Sox şeyinin senin için ne kadar önemli olduğunu fark edememişim. | Open Subtitles | أنا لم أُدرك كم كبير هذا الشيءِ الجوارب الحمرِاء معك ماذا أنا أخبرتك بذلك |
Biliyor musun, Ben bu Red Sox şeyinin senin için ne kadar önemli olduğunu fark edememişim. | Open Subtitles | انت تعرف يا بن أنا لم أُدرك كم كبير هذا الشيءِ الجوارب الحمرِاء معك |
Buck Hannassey'nin seni hırpaladığını fark etmemiştim. | Open Subtitles | أنا لم أُدرك أن بوك هاناسى كان ذلك في العراء عليك |
Beni gözetlediğini fark etmemiştim. | Open Subtitles | لا يعني هذا أنني مررت ببقية فترة التدريب لم أُدرك أنكِ كنتِ تشاهديني |
Çok üzgünüm. Cebimde onun olduğunun farkında değildim. | Open Subtitles | أنا آسف لم أُدرك أنها معي |
fark etmemiştim. Son ana kadar fark etmemiştim, ondan sonra, çok geçti oldu zaten. | Open Subtitles | لم أُدرك أبداً حتى اللحظة الأخيرة وعندها كان قد فات الأوان. |
Güvenliğe bu kadar önem verdiğinizi fark etmemiştim. | Open Subtitles | لم أُدرك أن ما تقوم به حساس جداً للأمن |